Bölüm 11

321 28 17
                                    


Arkadaşı çantasını boşaltırken Keiji onu izledi. Çok sevinmişti onu beklediğinden çabuk gördüğü için. Hem de sevmediği o evde kalmadığı için.

"Keiji?"

"Hmm?"

"Şey ben evden bir şey getirdim?"

Merakla baktı ona "Ne?"

"Yani kabul etmek istemezsen anlarım ama bana kızma sadece." ofladı, gerilmiş gibiydi.

"Ne oldu Bo? Kızmam tamam."

"Şey al." Ona bir şey uzattı, bir telefondu bu. 

Gözlerini telefondan kaldırıp sorarcasına baktı "Ne bu?"

"Telefon."

"Anladım neden getirdin yani?"

"Bunu sana vermek istiyorum."

Keiji saçmalama demek için ağzını açtı ama Bokuto onu durdurdu.

"Dur bir dakika dinle." telaşlı görünüyordu. "Yeni almadım. Gerçekten. Yani biliyorum eski bir telefon değil ama. Ben..." duraksadı. Nasıl söyleyeceğini bilememişti. "Bak geçen sene annem öldüğü zaman bu telefon vardı elimde, şey sana anlatmadım. Ama onu ben buldum yani, yani şey ölmüş halde." yutkundu.

"Bo" sesinde üzgün ve anlayışlı bir yumuşaklık vardı.

"Önemli değil sorun değil ama elimde bu telefon vardı, evde bulamayınca aradım tabii onu. Çalıyordu. Kocaman aptal bir telefon kılıfı vardı elimde sallaya sallaya geziyordum evin içinde. Onun telefon sesine doğru." Çok zorlandığı belliydi. "neyse işte sonra bu telefonu o kılıfı görmek falan beni çok kötü yaptı kapatıp attım bir köşeye. Yenisini aldırdım. O kılıfı falan atmıştım zaten, kırılmıştı düşünce ama telefona bir şey olmadı. Yeni sayılır birkaç ay kullandım sadece."

"Ama Bo, bu telefonu sürekli görüp durmak seni etkileyecek. Gerek yok ki böyle bir şeye hem."

"Etkilemeyecek, sorun değil. Gerçekten öyle olsa başka bir tane alırdım. Ama değil. Şimdi bu telefonum olmasa ben bile kullanabilirdim. O zamanlar sadece kötü olmuştum. Artık hatırlatmıyor bir şeyleri bana gerçekten"

"O zaman sen kullan bana neden veriyorsun?"

"Çünkü ben aldım bile çoktan."

"Bo biliyorum zenginsiniz falan ama-"

"Ben zengin falan değilim, babam zengin. Onunla görüşmeyi bırakınca hiçbir şeyim olmayacak."

"Tamam yani şu an için demek istiyorum çok mu zenginsiniz yani?"

Bokuto içini çekti. Keiji bunu arkadaşına hiç sormamıştı ama Bokuto'nun sınırsız bir şekilde harcayacağı bir parası var gibiydi. "Yani şöyle ki babam sabah özel uçağıyla karısıyla bilmediğim bir ülkeye uçtu."

Etkilenmişti gerçekten "Tamam." dedi sessizce.

"Yani evet benim için bu telefonu görmek sorun olsaydı hiç düşünmeden yolda durup bir telefon alabilirdim."

"Anladım."

"O yüzden bunu kabul eder misin lütfen? Hat da aldım, burada olacaktı" dedi. Çantasını karıştırıp küçük bir paket uzattı. "Lütfen."

Keiji kimseden bir şey almamaya öyle alışıktı ki. Aldığı bursun bile karşılığını ödemek için yapabileceği her şeyi yapıyordu. "Ben birinden bir şey almaya alışık değilim böyle." diye mırıldandı.

Heaven in Your ArmsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin