Part 2 - Bölüm 27

164 8 20
                                    


Bokuto'nun gideceği gün gelmişti. Bir gün önce beraber eşyalarını yıkamışlar valizine yerleştirmişlerdi. Uçağı akşamüzeriydi ama önce annesinin mezarına gideceği için erken çıkacaktı.

Neyse ki iyi görünüyordu. Ağlamamıştı. Sadece gerginliği belli oluyordu. Şoför geldiğini yazınca önce Keiji'ye sarıldı "Güzel sevgilim kendine ve Tsukki'ye dikkat et tamam mı?"

"Tamam bebeğim sen bizi merak etme. Kendine iyi bak. Konuşacağız zaten her gün."

"Mhm. Seni seviyorum tatlım."

"Ben de seni seviyorum Bo." uzun uzun öpüştüler.

"Tsukki bebeğim gel buraya." dedi Keiji'yi bırakınca. Kollarının arasına aldı onu. "Kendinize dikkat edin sevgilim. Gittiğinde de her şey güzel olacak konuştuklarımızı hatırla."

"Tamam tatlım. Sen de üzmeyeceksin kendini söz ver."

"Söz. Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum."

Onunla da öpüşüp ayrıldı. Beraber indiler aşağı. Keiji şoförle selamlaştıktan sonra son bir defa sarıldı sevgilisine. 

Bokuto Kei'ye de tekrar sarıldı. "Sizi seviyorum" fısıldadı. Gözleri dolmuştu. Arabaya binip hiç istemediği halde yola çıktı.

O gittikten sonra Keiji hafifçe sırtına vurdu sevgilisinin "hadi gel tatlım."

Müdür de gelmişti Bokuto giderken "Kei birkaç dakika konuşabilir miyiz?"

"Tabii hocam" diye mırıldandı. Keiji izinlerini isteyip odadan çıkarken onlar bahçede kaldılar.


Keiji odaya çıktı. Bokuto'nun sabah çıkardığı tişörtüne baktı. İçinden ağlamak geliyordu. Günlerdir Bokuto'yu neşeli tutmak için çok uğraşmıştı ama yorgundu şimdi. İçini çekip yatağına kıvrıldı. Kei'yi beklemeye başladı.

On beş dakika sonra sevgilisi geldi odaya. Yattığını görünce yanına geldi hemen. "Tatlım" kollarının arasına aldı yanına yatıp "İyi misin?"

Keiji gözyaşlarını tutamadı daha fazla. "İyiyim" diye mırıldandı. Neyse ki sevgilisini onu anlamıştı. Sarıldı sadece hiçbir şey söylemeden.

"Çok zorlandın sen de günlerdir biliyorum tatlım." Göğsünde ağlayan sevgilisinin sırtını okşamaya başladı.

"Özür dilerim."

"Sorun değil, rahat ol olur mu?"

"Tamam. Ne dedi müdür?"

"Önemsiz bir şey tatlım, sen sakinleş konuşuruz."

Keiji birkaç dakika sonra topladı kendini. Sıkıca sarılmıştı sevgilisine. Bokuto yanında olmadığında yaşadığı bu terk edilmişlik hissinden nefret ediyordu. "Bo gidince kendimi yine terk edilmiş ve yapayalnız kalmış gibi hissediyorum. Sen varsın tabii öyle kötü değilim şimdi ama elimde değil."

"Biliyorum bebeğim. Ben yanındayım."

"Kırılmadın değil mi? Lütfen yanlış anlama."

"Saçmalama." yanaklarını silip öptü onu. "Anlıyorum ben seni"

"Teşekkür ederim." Burnunu çekip başını kaldırdı "Müdür ne dedi?"

"Önce genel olarak durumumu sordu işte. Senin için yapabileceğim bir şey var mı dedi. Sizle olan arkadaşlığımdan memnun olduğunu falan söyledi. Sonra şey dedi bir de..."

Heaven in Your ArmsWo Geschichten leben. Entdecke jetzt