Bölüm 20

194 14 6
                                    


Keiji sevgilisi hala uyurken kalktı. Nevresimleri ve yorganı alıp çamaşır odasına indi. Sabah tekrar görüp üzülmesini istemiyordu. Geldiğinde ise panik dolu gözlerle ona bakıyordu sevgilisi.

"Bo? Ne oldu?"

"Yanımda olmayınca korktum bi an."

"Tatlım." saçlarını okşadı. "Sadece aşağı indim, çamaşır odasına." yanına uzanıp kollarının arasına aldı onu. "Miden kötü mü hala?"

"Geçti." dedi sesi küçücüktü. Rüyanın etkisinden çıkamamıştı belki de.

"Ne yapmak istersin bugün?"

"Sarılıp yatalım."

"Sonra?"

"Aynı, gitmek istemiyorum bir yere, seninle kalmak istiyorum."

"Sen nasıl istersen tatlım."

"Keij?" sesi birden canlı çıkmıştı.

"Hmm?"

"Aklıma harika bir fikir geldi."

"Ne geldi tatlım?"

"Babama kurs için alışverişe gitmem gerektiğini, şoför göndermesini ve beni şehir merkezine bırakmasını söyleyeceğim. Akşam almasını da."

Keiji gülümsedi "Harika olur tatlım, biraz değişiklik olur sana."

"Keiji aptal mısın? Beraber gideceğiz."

"Beraber mi?"

"Evet tatlım, çok güzel olmaz mı?"

"Ah şey evet tabii" durgunlaşmıştı. Öyle yerleri hiç bilmezdi, gitmemişti de.

"Tatlım sorun ne?"

"Yok bir şey Bo."

"Ne oldu Keij? Söyle bana."

"Yani ben öyle yerleri bilmiyorum hiç."

"Evet tatlım beraber gideceğiz işte, harika olacak." Sonra güldü "Aylardır o adamın kredi kartlarıyla eğlenmemiştim hem. Biraz alışveriş yaparız beraber."

"Bokuto ben yapamam, biliyorsun."

"Ama bebeğim-"

"O senin babanın parası tatlım, alamam."

"Ama kitapları kabul ettin, lütfen Keij."

"O sırada hayır diyemedim sana, zaten çok borçlu hissediyorum."

"Ama sen benim ailemdin, değil miydin yani?" bir anda yüzü düşmüştü. "Hiç lafı olur mu böyle şeylerin?"

"Ama Bokuto doğru değil ki bu."

"Nesi yanlış?" dedi ayağa kalkıp. Çok üzgün ve sinirli görünüyordu.

"Bak canım, tamam beraber gideceğiz, sen ne istersen alırsın. Tamam mı?"

Bokuto iyice kızmıştı "HAYIR" bağırıp banyoya kapadı kendini. Keiji şaşkınlıkla arkasından baktı.


Bokuto saçmaladığının farkındaydı. Ama sevgilisi de saçmalıyordu. O bir şey almadıktan sonra beraber alışverişe gitmenin, eğlenmenin ne anlamı vardı ki. O hep annesiyle giderdi. Beraber çok eğlenirlerdi, o günleri tekrar yaşamayı da ummuştu. Ayrıca sevgilisinin ailesi olsaydı o da istediği zaman dışarı çıkıp eğlenebilirdi, burada tutsak gibi yaşamaz, her şeyini dikkatli kullanmak zorunda kalmazdı. Bir kerecik onun da güzel ve eğlenceli bir gün geçirmesini çok istemişti.

Heaven in Your ArmsWhere stories live. Discover now