Bölüm 9

333 28 6
                                    

Mesajlaşmalar eğik yazı ile yazıldı. aslında karşılıklı yazmak istemiştim ama mobil uygulamada çok dağınık görünüyor. 

Ne düşünüyorsunuz? çok mu ağır ilerliyor? Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum


Neyse ki sınavlar ihtiyaç duyduğu dikkat dağınıklığını sağlamıştı ona. Kentaro onlara sataşmamıştı tekrar. Sadece Bokuto'nun bazen acı çektiğini fark edip pis pis sırıtmıştı.

Keiji sürekli tetikteydi. Arkadaşını hiç yalnız bırakmıyor, eşyalarına, kapıların kilitli olmasına, yemeklerde öğretmenlerin görebileceği yerlerde olmaya dikkat ediyordu.

Haftayı böylece atlatmışlardı. İki hafta boyunca Kentaro ve arkadaşlarını görmeyecek olmak harika olsa da Keiji Bokuto'nun da gideceği gerçeğine kendini alıştırmaya çalışıyordu.

Kendini sık sık Bokuto'ya bakarken yakalıyordu. Gözleri buluştuğunda sımsıcak gülümsüyordu ona. Uzun zamandır ilk defa yalnız olmadığını hissediyordu. Bokuto her gün gitmek istemediğini söyleyip duruyordu. Cuma akşamı sınavları bitmiş, odalarında günlerdir ilk defa rahat bir şekilde oturuyorlardı.

"Keiji?"

"Hmm?"

"Gitmek istemiyorum hiç."

"Bo ne kadar kötü olabilir ki?"

"Bilmiyorsun."

"İki hafta sadece."

"O kadın benden nefret ediyor."

"Odandan çıkmazsın. Bak en azından bir değişiklik olur. Beş yıldır, birkaç defa dışında buradan hiç çıkmadım. İnan benim yerimde olmak istemezdin." dedi gülerek.

Arkadaşı cevap vermeyince dikkatle baktı ona, başını ellerine gömmüştü.

"Bo ne oldu?"

"Çok özür dilerim."

"Ne oldu?" anlamamıştı.

"Ben ne kadar düşüncesiz biriyim böyle. Senin yanında konuştuğum şeye bak. Çok özür dilerim Keiji."

"Bo sorun değil." güldü. "Ben iyiyim mutluyum burada. Anlıyorum seni."

"Hayır hayır özrümü kabul et, saçmaladım. Sanki dalga geçer gibi."

Bokuto çok hassastı. Keiji gülümsedi "Bak gerçekten ben öyle anlamadım. Evin de olsa orada huzurlu hissetmedikçe ne kadar kötü olabileceğini tahmin edebiliyorum."

"Sen benim tanıdığım en harika insansın" dedi Bokuto kıkırdayarak, Keiji'nin üzerine atlayıp sarıldı. "Seni çok özleyeceğim Keiji." mırıldandı.

"Yapacak çok şeyin olacak, aklına bile gelmeyeceğim." Keiji güldü tekrar. Arkadaşının kollarından çekildi.

"Sen ne yapacaksın?"

"Tatillerde kimse olmaz burada, çok sıkıcı olur. Bazen havuza falan gidiyorum yüzmeye. Zaman geçiyor. Yürüyüş yapıyorum. Yemekhanede, buralarda büyük temizlikler oluyor tatillerde. Onlara yardım ederim çoğu zaman. Kitap okurum. Kütüphane bomboş ve sessiz olur."

"Keşke kalabilseydim burada."

"Bak babanla vakit geçirmek eğlenceli olacaktır."

"Babamla hiç vakit geçirmedim ki ben."

"Ama aylardır özlemiştir seni."

"Keiji öyle bir şey yok. Sana söyledim. Karısı istemediği için gönderdi beni buraya. Önceden de asla beraber bir şey yapmazdık ki. Ben..." yutkundu. "Ben annemle vakit geçirirdim. Babam şehir dışında falan olurdu ya da işleri olurdu." sesi küçüldü ve sustu.

Heaven in Your ArmsWhere stories live. Discover now