Part 2- Bölüm 5

147 10 3
                                    


Kei yalnız kalınca rahatlamıştı gerçekten. Kapının kilidini çevirdikten sonra kendini yatağa attı. Derin nefeslerle sakinleştirmeye çalıştı kendisini. Bir çözüm düşünecekti ama şu an sakinleşmek zorundaydı öncelikle. Biraz su içip yatağa kıvrıldı. Battaniyeye sarındı sıkıca sıcak olmasına rağmen. Kendini güvende hissediyordu böyle. Keiji'nin bakışları ve onu sakinleştirmesi geldi aklına. Hayatında ilk defa oluyordu bu. İlk defa birisi onun için endişelenmişti. İlk defa onun yanında atak sırasında biri vardı. Şarja taktığı telefonunu açıp birkaç saat sonrasına saatini kurdu. Uyuyakalıp onları daha da mağdur etmek istemiyordu. Gözlerini kapar kapamaz uykuya daldı.

Uyandığında saat dörde geliyordu. Bütün sabahı ve öğlenden sonrayı uyuyarak geçirmişti. Saati iki saat önce çalmıştı duymamıştı bile. Lanet olsun dedi kendi kendine. İnsanlar iyilik yapmaya çalışmışlardı ama tüm günlerini mahvetmişti.

Hemen Bokuto'ya mesaj yazdı, özür dileyip uyandığını haber verdi. Neyse ki kötü bir şey söylememiş, onların da işlerinin yeni bittiğini yazmıştı. Yüzünü yıkayıp battaniyeyi topladı. On beş dakika sonra kapı çalındı "Kei biziz." Keiji'nin sesini duyunca açtı.

Gülümsüyordu ikisi de "Özür dilerim, uyuyakalmışım." dedi.

"Sorun değil Tsukki, dinlenmeye ihtiyacın varmış demek ki. Zaten bizim işimiz yeni bitti dedim ya."

Kei'nin başı yerdeydi utanıyordu gerçekten "Teşekkür ederim, her şey için." diye mırıldandı.

"Hiç sorun değil Kei, teşekkür edecek bir şey yok."

Keiji'nin sesi bu kadar huzur vermek zorunda mı diye geçirdi içinden.

"Daha iyisin değil mi?"

"Mhm."

"Senin için ne yapacağımızı düşünelim şimdi, aklına gelen bir şey var mı?"

"Nasıl yani?"

"Yani o odada kalamazsın değil mi artık?"

"Bilmiyorum." parmaklarıyla oynuyordu "Tek kalmak istedim ama mümkün olmadığını söylediler."

"Bak müdür hocayla görüşsen. Seni rahatsız ettiğini falan söylesen?"

"Yapmadım demez mi? Yani bir de gidip şikayet etmek..." içini çekti "bilmiyorum" dedi. Gerçekten bilmiyordu.

"Aileni arasan, onlar görüşse." dedi Bokuto

"İlgilenecek biri yok bu konuyla." dedi sessizce. Sonra onlara baktı "Bakın önemli değil, ben idare ederim bir şekilde. Size böyle rahatsızlık vermeyeceğim bir daha."

"Sana yardım etmeye çalışma nedenimiz bu değil ki"

"Ne peki?" diye sordu kendini durduramadan

"Çünkü ihtiyacın var. İkimiz de buranın ne kadar zor olabileceğini biliyoruz. Çok harika hayatlardan gelmiyoruz biz Kei."

"Özür dilerim." belki de saygısızlık etmişti farkında olmadan.

"Off Tsukki, ne özrü" Bokuto lafa girdi. "Yemek yedin mi sen?"

"Hayır"

"Sabahtan beri yemedin mi bir şey?" dedi dehşete kapılmış gibiydi "Hadi bir şeyler hazırlayalım sana."

"Akşam yemeğini beklerim ben."

"Şimdi birşeyler yemen gerek. Tostunu ısıtayım."

Heaven in Your ArmsWhere stories live. Discover now