Bölüm 13

312 21 40
                                    


Keiji kahvaltıda huzursuzca çevresine bakındı. Sanki herkes sırlarını biliyor gibi hissediyordu bazen.

"Keij" Bokuto ayağına vurdu masanın artından.

"Hmm?"

"Bu kadar gergin olma, merak etme."

"Tamam" yutkundu. Kentaro masaya yaklaşıyordu. Neyse ki yemekhanede hocalar da vardı.

"Naber ezik?" Kentaro ona tısladı.

"Kes sesini Kentaro."

"Eski en iyi arkadaşım benim. Tatilin iyi geçti mi bakalım? Burada tek başına."

Böyle sözlerle Keiji'yi üzebileceğini sanıyordu belli ki. Karşısında oturan sevgilisine baktı. Bokuto kıpkırmızı olmuştu. Bakışlarıyla onu sakinleştirmeye çalıştı ama Bokuto tüm dikkatini nefesine vermiş gibiydi. Elini sıkıyordu. Parmakları bembeyaz olmuştu.

"Kentaro git buradan."

"Senin yanında kalmak istemiyorum zaten iğrenç hastalığını yakınındakilere de bulaştırmış gibisin."

"Kentaro sus artık."

"Baksana" eğilmişti yanına doğru "odana aldığın herkese açıyor musun bacaklarını? İyi kurtulmuşum sanırım."

"Günaydın hocam, oturmaz mısınız buraya?" dedi Bokuto aniden. Tepsisiyle geçen bir hocayı görmüştü.

"Bokuto günaydın. Ah tabii. Keiji, Kentaro günaydın."

"Günaydın hocam."

İyi bir fikirdi Kentaro'nun gitmesini sağlamışlardı en azından. Bokuto'nun çok sinirlendiğini fark etmişti. Bir çözüm bulmak zorundalardı. Ne zaman sıkılacaktı ki bu çocuk.

"Sakin kaldığın için teşekkür ederim." dedi Bokuto'ya sınıfa doğru giderken.

"Çok zordu ama söz verdim değil mi?" Bokuto gülümseyince onun da kalbi sıcacık olmuştu.

Derste her zamanki yerlerine beraber oturmuşlar ama samimi olarak yorumlanabilecek her şeyden kaçınmışlardı. Özellikle hocaların göreceği yerlerde tek başlarına olmaya dikkat ediyorlardı ki herhangi bir suçlamada onlardan şüpheli davranışlarına dair bir şey duymasınlar.

Dörtte dersler bittiğinde odalarına çekildiler. Bazı akşamları çalışma salonunda ayrı yerlerde geçirmeye karar vermişlerdi ama henüz pek birikmiş ödevleri yoktu. Bokuto'nun yanına gidip sarıldı ona.

"Keij" kollarını sardı çevresine. "Günün en güzel anı." kıkırdadı

"Evet." gülümsedi o da. Sonra çekildi kollarından. Yatağına oturup kilitli çekmecesinden bir defter çıkardı. Kalemini eline alıp sırtını duvara yasladı.


Keiji aslında uzun bir süredir yazıyordu. Önceleri okuyacak kitap bulamadığında kendi yazdıklarını okuyabilmek içindi. Sonra yalnızlığına iyi geldiğini fark etmişti. Daha sonra da yazdıklarından ve yazmaktan hoşlandığına kanaat getirmişti. Kimse bilmiyordu tabii yazdığını. Uzun bir süre öyküler yazmıştı. Bir süredir uzun soluklu bir roman yazmaya çalışıyordu. Yazdıklarının çok amatörce olduğunu biliyordu ama vazgeçmiyordu da. Yayınlatacak değildi sonuçta. Sadece kendi için yazıyordu. Geçtikleri dönem pek bir şey yazmamıştı. Dikkati Bokuto'yla dağınıktı biraz. Ayrıca boş zamanlarını sıklıkla birlikte geçiriyorlardı. Ama yazmaya duyduğu özlem artmış ara tatilde yalnız kalınca tekrar başlamıştı.

Bokuto'nun soracağını biliyordu ama ona söyleyip söylememek konusunda emin değildi. Pek kendine güvenli bir insan sayılmazdı, o yüzden onunla yazdıklarını paylaşmak istemiyordu şu anda.

Heaven in Your ArmsWhere stories live. Discover now