Part 2- Bölüm 8

139 12 2
                                    


Kei ilacın da etkisiyle derin ve rüyasız uyumuş, sakin bir şekilde uyanmıştı. Karşısındaki yatakta yatan Bokuto'ya baktı, uyuyordu hala. Keiji de Bokuto'nun ayak ucuna serdiği matta yatıyordu. Üzülerek baktı ona, çok fedakar ve iyi niyetliydi.

Dün olanları düşündü sakin bir kafayla. Panik atak geçirmişti, birine sağlam bir tekme, diğerine de güzel bir yumruk atmıştı. Okuldan atılacaksam bile buna değerdi diye geçirdi aklından gülerek. Ama işin ciddiyetinin farkındaydı, Bokuto'nun uzaklaştırma aldığını biliyordu. O çocukların tamamen düşmanlığını kazanmıştı. Bundan sonra neler olacağını merak ediyordu. Keiji'nin sorun olmayacağını söylediğini hatırlıyordu ama o da bilemezdi. Onu sakinleştirmeye çalışıyordu. O da bir öğrenciydi sonuçta. Ne kadar çok şey bilebilirdi ki. Ama yardım edeceğiz demişti. Ona da Bokuto'ya da garip bir şekilde güvenmeye başlamıştı. Aslında güven hayatında ilk defa hissettiği bir duyguydu. Tam olarak adlandıramıyordu bile.

Yavaşça kalkıp duş almaya gitti. Yatağının kenarına temiz havlular bırakmışlardı. Onları ve yedek kıyafetlerini aldı. Duştan çıktığında ikisinin de uyanmış olduğu gördü.

"Günaydın Tsukki" Bokuto neşeyle seslendi.

"Günaydın" dedi Keiji de.

"Günaydın"

"İyisin değil mi?" dedi Keiji, ona dikkatle bakıyordu.

"Evet" dedi Kei. Bakışlarıyla içini okuyabilir gibiydi gözlerini kaçırdı.

"Nöbetçi hoca mesaj yazdı, müdür saat onda önce seninle, sonra o ikisiyle görüşecek. Sonra da topluca görüşecekmiş."

"Şey tamam" kalbini bir el sıkmaya başlamıştı. Sekiz buçuğa geliyordu saat.

"Sıkma canını" dedi Bokuto. "Herşey yoluna girecek"

"Sağol" dedi küçük bir sesle. İçi sıkılıyordu. Bokuto banyoda üzerini değiştirmişti.

""Kahvaltı için bir şeyler getireceğim tamam mı?" dedi ona

"Ben yiyecek gibi hissetmiyorum sağol"

"Bir şeyler yemen gerekiyor."

"A-ama yiyemem"

"Keij bir şey söyle" dedi Bokuto dudağını sarkıtmıştı. Çok sevimli göründüğünü düşündü bir an.

"Sen getir bir şeyler tatlım" dedi Keiji, sonra ona döndü "dün akşam da yemedin Kei."

"Müdür hocanın odasına gitmeden düzgün bir şeyler giymem gerekecek" dedi Kei şortuna bakarak.

"İstersen ben nöbetçi hocayla gider alırım dolabından"

"Olur. Çok teşekkür ederim"

"Önemli değil. Böyle şeyler için teşekkür edip durma gerçekten. Önemli değil"

"Tamam."

Yine de çok minnettar hissediyordu. Birkaç dakika sonra Keiji ona birkaç kıyafet getirmişti. Bokuto ise bir kahvaltı için bir şeyler hazırlamıştı. Hayatında ilk defa insanlar onun için bir şeyler yapıyordu ve ilk defa sanki bir aile içinde olmaya yakın bir şeyler hissediyordu.

Biraz yemek için zorladı kendini. Bokuto güzel bir sandviç hazırlamıştı ona. Kahve de almıştı. İkisini izliyordu, çok uyumlu ve eğlencelilerdi. Her şey o kadar da korkunç görünmüyordu onların yanındayken. Yine de bunalıyordu. Müdürle konuşmak istemiyordu, çok kötü hissediyor yeni bir kriz yaşamaktan korkuyordu.

Heaven in Your ArmsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin