0.4- tonight is the night i die

68 9 1
                                    

Abiiiii burasi favim ama asla devam edemiyorum 1.5 ay olmus (yine iyi) yazmayi bile unutmusum resmen noldu bana

2019

"Harry!"

Kapıyı hızla açıp içeri girerken ağzından çıkan, aslında çıkmayı başaran tek kelime bu olmuştu. Yatakta uzanan, beyaz örtünün altındaki sevgilisi kendisine yatıştırıcı bir gülümseme verdiğini sanarak bakarken hiç de sakinleşememişti. O kadar sinir ve hayal kırıklığıyla doluydu ki iyi olmasına bile odaklanamamıştı. Oysa buraya gelene kadar tek istediği onu uyanık bir şekilde görmekti.

"Selam Loui-"

"Ne olduğunu anlat hemen." dedi hemen yatağın yanındaki koltuğa yerleşirken. Ardından cümlelerin ağzından peşisıra çıkmasını kontrol bile edememişti. "Tüm gece eve gelmiyorsun, sabah nerede olduğunu sorduğumda Niall'layım diyerek bana yalan söylüyorsun ama şu hale bak, Niall seni sokakta baygın bulduğunu söyleyerek beni arıyor. Çabuk ne bok yediğini ve burada ne işimiz olduğunu anlat bana yoksa delireceğim."

"Biraz dinlenseydin." dedi Harry derin bir nefes alırken. "Montunu falan çıkart bari, su içinde kalmışsın, üşüteceksin."

"Seni bu havada sokakta baygın bir şekilde yatarken bulmuşlar!"

Bir anda hayret içinde, sanki bu unutulmuş gerçeği ona hatırlatmak istercesine, sesini yükselttiğinde Harry'nin kendisine korkarak baktığını gördüğünde derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. Ardından devamını getirdi, peş peşe nefes almayı sürdürürken elini yüzüne kapamıştı.

Saniyeler sonra tekrar kendisini izleyen sevgilisine dönerek, sesini yükselttiği için pişmanlık dolu bir "Özür dilerim." bıraktı. "Sadece, konu ben değilim. Şu an sen bu haldeyken konu ben olamam, sadece anlatmanı istiyorum, başka bir şey değil..."

"Biliyorum, sorun değil" derken alt dudağını büzmüştü Harry. Anlatmak istemese de zorunda olduğunun farkındaydı. "Mesaiye kaldığımı biliyorsun, gece iki gibi kafeden çıktım ama yanına dönemedim; içmeye gitmek istedim, daha sonra yetmedi ve... sabaha yakın, bir yerden hap bulup bardan çıktığımı hatırlıyorum. Hem yorgun olup hem de içtikten sonra- Of, hepsi birden ağır gelmiş olmalı işte, yolda bayılmış olmalıyım."

Louis ilk önce sessiz kaldı, gözlerini etrafta gezdirdi. Sevgilisi tarafından izlendiğinin farkındaydı ama o hasta yatağındayken ve böyle pişman bir şekilde yatarken bağırıp çağırmamak için kendisini sıkmak zorunda hissetmişti.

"Bana yalan söyledin." derken kendisini sıkmaya alıştığı için sesinin fısıltı gibi çıkmasını engelleyemedi. Boğazını temizleyerek tekrar etti bu yüzden. "Bana yalan söyledin."

"Louis yalan söylemek istememişti-"

"Ya sana bir şey olsaydı? Ya Niall seni bulmasaydı? Sana inandım, bana karşılığını böyle mi veriyorsun?"

Harry dudaklarını birbirine bastırarak sessiz kaldığında Louis kafasını salladı. "Ben söyleyeyim Harry, sana bir şey olsaydı kendimi asla affetmezdim. Belki şu an önemli bir şeyin olmayabilir ama ne kadar korktuğumdan haberin bile yok. Seni o halde düşünmek bile istemiyorum çünkü bir kere bu hataya düştüm -düşündüm- ve gözümün önünden gitmiy- Tanrım... Sana inandığım için kendime kızmaya başladım bile. Her türlü uyuşturucu çeşidini bırakacağını söylediğinde de sana inanmıştım, uğraşacağını söylediğinde de inanmıştım. Neden sana inanmaya devam ediyorum?"

"Böyle söyleme..."

"Ne söylemeliyim Hazz? Ne duymak istiyorsun?"

"Diğerleri yalan değildi, uğraşıyoru-"

Lost His Mind || Larry Where stories live. Discover now