2.1- why he makes me feel like it's so real?

62 10 42
                                    

Sınır 40 bu bolume herkesten beklerim bir seyler

Kurguya pl yaptim bioya ekliorum hemen

"Merhaba" diye fısıldadı Harry gülümsemeye çalışarak

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Merhaba" diye fısıldadı Harry gülümsemeye çalışarak. Ona sarılmak istese de onu korkutacağını bildiğinden olduğu yerde olabildiğince kalmaya çalışmıştı.

"Ne işin var burada?" dedi Louis. Onu karşısında tekrar görmek bile yere çivilenmesine yetmişti. "Gitmiştin, neden geldin?"

"Doktorlar gelmeme izin vermiyordu. Yemin ederim, yanına gelmeyi çok istedim. Niall'la birlikte her gün buraya kadar geldim ama içeri girmeme izin vermiyorlardı."

"Umrumda değil?" derken bir adım geriye gitti Louis. "Siktir git buradan"

"Louis, seni çok özledi-"

"Bana bak. Zaten bir tanesiyle uğraşıyorum, başıma bir de sen çıkma tekrar. Sadece git."

"Louis hâlâ gerçek olmadığımı mı düşünüyorsun?" derken Harry ağlayacak gibiydi. 3 ay olmuştu. Şimdiye kadar en azından kendisine inanabileceğini düşünmüştü. "Neden?"

"Harry öldü." dedi sakince. "Şu an burada olmasının da yanımda kalmak için diretmesinin de imkanı yok. Beni kandırmaya çalışma; kabul et ve siktir git. Sana bakamıyorum bile."

"Özür dilerim," dedi Louis'nin gözlerine yalvarırcasına bakmaya başlarken. "Bunları düşündürdüğüm için, böyle hissetmeni sağladığım için öyle üzgünüm ki..."

"Ben gidiyorum"

Louis arkasını dönüp gideceği sırada Harry kolundan tutarak onu engelledi. "Bekle," dedi. "Lütfen, bekle; bir şans ver. Nasıl inanacağını bilmiyorum ama en azından bir şans ver."

"Neye vereyim?"

"Yanında kalayım, istersen anlatayım, istemezsen sen anlat ama lütfen bana bir şans ver."

Louis tekrar hayır demeye hazırlanıyordu ki Harry kolundaki elini geri çekip beklemeden kollarını onun etrafına sardı. Kafasını omzuna yaslarken sanki her an kendisini bırakmasından korkarcasına sıkıca tutunmuştu. Louis ise onun aksine, ne yapacağını bilemeden bekliyordu. Şaşırmıştı, her açıdan garip ve tuhaftı.

Her gün yanı başında gördüğü hayaleti ona iyi şeyler hakkında güvence vermeye çalışmazdı. Sarılmayı bırakın, dokunmazdı bile. Ve Louis tek bir şeyden emindi ki, eğer bunu yapabilsedi yapacağı ilk şey kendisine saldırmak olurdu, sarılmak değil.

Ondan tamamen farklı bir kişilikte olduğunu ve bu yüzden Harry gibi davrandığını düşündüğü bu silüet, bu kadar gerçekçi hissettirmemeliydi.

Louis neden bu kadar gerçek hissediyordu?

O an Harry'yi ne kadar özlediğini fark etti. Gözleri doldu, göğsüne bir ağırlık çöktü. Bu sefer ilaçlarların getirdiği halsizlikten değil de özlemden ağırlaştı bedeni. O da başını Harry'nin omzuna yasladı, bütün yükünü onun sarmalamasına izin verdi.

Lost His Mind || Larry Where stories live. Discover now