2.3 -it's okay

52 10 62
                                    

35 sınır


...

"Sanırım artık gitmen gerekiyor."

Louis uzun süre sonra dudaklarını bu cümleyle aralamıştı ve Harry bunu duymak istememişti. Uzun süredir sürdürdükleri bu sessizlik onu hiç ama hiç rahatsız etmemişti; onun sesini duymak kesinlikle rahatsız etmiyordu ama bu cümleleri duymak ediyordu.

"Biraz daha kalamaz mıyım?"

"Yarım saate ilaçlarımı içmem gerekiyor, sonra da uyurum büyük ihtimalle."

"On dakika daha kalayım." dedi Harry bu sefer. "Lütfen başka bir şey söyleme. Gideceğim, sadece... biraz daha böyle kalalım."

Louis kafasını salladı. Harry, dizleri üzerine başını yaslamış çocuğun saçlarını okşamaya devam etti. "Nasılsın?" diye fısıldadı bu sefer. Birazdan ayrılacaklardı ve hiçbir şey söylemeden gitmesini istemiyordu. Her gün onu görmeye gelse bile özlüyordu.

"Hastayım." dedi Louis her zamanki gibi. Haftalardır bu soruya aynı cevabı veriyordu. Harry de bir gün cevabın değişeceğini umarak her seferinde tekrar sormaktan vazgeçmiyordu.

"Bence daha iyisin."

"Sence."

"Üzgünüm..."

"Sorun değil."

"Sana aldığım çiçekleri nereye koyuyorsun?" diyerek başarısız bir konu değiştirme çabası ortaya koydu Harry. "Yani... Saklamana izin veriyorlar mı yoksa atmak zorunda mı kalıyorsun?"

"Böyle kuralları yok, beni sınırlamıyorlar ama ben atıyorum."

Harry sessiz kaldı, Louis'nin kucağındaki kırmızı gülü elinde çevirişini izledi. Bir şeyler düşündüğü belliydi ve Harry bunları o kadar çok merak ediyordu ki...

"Seni rahatsız eden her şeyi söyleyebilirsin."

Louis yine omuzlarını silkti. Gözlerini bahçede gezinen, kendisi gibi olan diğer insanlara çevirdi. Rahatsız olduğu tek şey burada olmayı hak etmeyişiydi.

"İlaçları değiştirmekten bahsediyorlar." diyerek aklından geçeni direkt söyledi Louis. Buna kendisi bile şaşırmıştı. "Daha ağır olacakmış. Şu an bile ilaçları içtiğim anda uyuyorum..."

"Belki-"

"Bir şey söyleme. Bu konuda bir şey söylemeni istemiyorum."

"İstediğin buysa..."

"Ne istediklerime fazla önem vermeye başladın." derken kesikçe gülmüştü Louis. "Fazla düşünceli oldun bir anda. Sanırım artık istediğim gibi şekillendiriyorum seni."

"Yapabilseydin her gün karşında gördüğün kendinde bunu yapardın Louis..." derken iç çekti Harry. "Onu şekillendirip gitmesine ikna falan ederdin, bilmiyorum... Ama böyle bir şey yapamıyorsun işte. Son derece gerçeğim ve bunu neden kabul etmek istemiyorsun bilmiyorum."

Louis gözlerini kapayıp bekledi, düşündü, derin nefesler aldı ve bunun uzun zamandır duyduğu en mantıklı şey olduğuna karar verdi. Böyle bir şey yapabilseydi 2 buçuk yıldır kendisine musallat olan o şey üzerinde çoktan yapmış olurdu. Ya zihni gerçekten sürekli Louis'nin zıttına hareket eden bir orospu çocuğuydu ya da hayatındaki tek yanılsaması onu odasında bekleyen şeydi.

Yine de, gerçekliğinden emin olmadığı birinin dizinde yatıyordu Louis. Her yanından çaresizlik akması cok üzücüydü.

Yerinde doğrulup ayağa kalkarken hâlâ banka oturarak kendisine bakan çocuğa döndü. "Evine git." diye mırıldandı. "Akşam oluyor,  burada daha fazla bekleme."

"Sorun değil."

"Git Harry." derken gözleri dolmuştu. Eğer burada kalırsa odadayken bile camdan onu izleyip istemediği seyler düşüneceğini biliyordu. "Git işte."

"Gitmek istemiyorum." diyerek ayağa kalktı Harry. Birkaç adım atıp kollarını yeniden etrafına sarmıştı. Louis yine karşılık vermedi. "Seni çok özlüyorum."

"Zaten geri dönmeyeceğim. İlaçları içip uyuyacağımı söyledim."

"Olsun."

"Yağmur yağacak gibi gözüküyor."

"Sorun değil."

"Lütfen beni artık yorma."

Sesinin konuşurken çatlamasını Louis istememişti ama olmuştu. Bu da Harry'nin daha fazla üstelemek istemeyerek geri çekilmesine neden olmuştu.

"Yarın... görüşürüz?"

"Görüşürüz."

Harry'nin soru sorar gibi bakmasına kafasını sallayarak yanıt verdi Louis. Onun gülümseyip rahatladığını görür görmez oradan ayrılmak için geri adımlamaya başlamıştı.

"Louis," diyerek son bir kez durmasını sağladı Harry. "Sana ve düşüncelerine her zaman önem verdim. Sadece ne kadar denesem de bunu gösteremedim. Her şey için üzgünüm."

"Artık önemli değil." Omuzlarını silkti Louis. "Artık hiçbir şeyin önemi yok, dert etme."



...

Sizce bunların endgamei nasil olsun
kafamda iki alternatif son var ama karar veremedim bir dusuncelerinizi alayim dedim

Lost His Mind || Larry Where stories live. Discover now