2.6- doing better

62 13 30
                                    

Sınır yok bu sefer yardirin anam

Medyadaki resim bana ait rsmn medya koyacakken ne kadar louis olduğunu fark ettm hemen buraya firlattim bilincaltima cok yerlesti bu cocuk

Medyadaki resim bana ait rsmn medya koyacakken ne kadar louis olduğunu fark ettm hemen buraya firlattim bilincaltima cok yerlesti bu cocuk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Yani şu an buraya geldiğini söylüyorsun?" dedi doktor Phill. Louis kafasını sağladığında "Nerede duruyor demiştin?"diye eklemişti.

"Tam arkanda, sol tarafında."

Phill, kendi soluna yavaşca döndü. Hiçbir şey görmediğini açıkça belli ederek tekrar bakışlarını Louis'ninkilerle buluşturdu.
"Ben bir şey görmüyorum."

"Farkındayım."

"Bu sana zarar veremez demek, bunun da farkında olmalısın."

Louis kafasını sallarken gözlerini Phill'de sabit tutmaya çalıştı. Ufacık hareket ettirse hemen yanında durup sinir bozucu bir şekilde gülümseyerek kendisini izleyen şeyi görecekti ve bunu istemiyordu. Buraya neden geldiğini bile bilmiyordu. Şimdiye kadar hiç odadan çıkmamıştı, bunun illa ki bir sebebi olmalıydı ama Louis bunu henüz çözememişti.

"Luke bana bazı şeylerden bahsetti." derken Phill, sandalyesini hareket ettirerek bakışlarını kendisinde sabitlemesini sağlamaya çalışmıştı. "Arkadaş olmuşsunuz, konuştuğunuz her seyi gelip bana anlatmıyor tabii ki ama tek bir şeyi söyledi ki ben de artık sana karşı bazı konularda rahat olabileyim. Büyük gelişme katettiğini düşünüyoruz."

"Harry'yi sen de mi biliyordun?"

Phill kafasını sallarken "Aklında en ufak şey varsa sor, çekinme, hepsine cevap veririz. Sadece artık bir şeyleri sormaktan kaçınma, biz sana her zaman doğruları söyleyeceğiz."

"Böyle söylüyorsunuz ama yalanlarla çevrili bir dünyanın içine kısılmış gibiyim. Her kelimeniz yalan gibi. Aldığınız her nefesi ben uyduruyormuşum gibi geliyor. Sen doğruyu söylesen de ben sana nasıl inanayım?"

"Uydurma dünyan illa ki bir yerde kırılacaktır Louis. Gerçek olmadığından oldukça emin olduğun ama bir türlü gitmeyen arkadaşın bile arada sırada bozuluyor, kurallarının dışına çıkıyor. Bu kadar kusursuz bir dünyayı zihninde yaratamazsın. Düşündüğünün aksine her cümlemizi sen seçemiyorsun, keşke bunu yapabilseydin, değil mi?"

Louis gözlerini devirirken başını karşısındaki cama doğru çevirip sırtını geriye yaslamıştı. Phill'in arkasında duran şey de hemen konum değiştirip Louis'nin görüş acısına yerleştiğinde gözlerini kapadı Louis.

Phill, onun her hareketini incelerken neler olduğunu rahatça anlayıp iç çekti, "Seni şu sıralar ayrı bir sık boğaz ettiğini söylemiştin." dedi. "Bana sorarsan, odadan çıkıp her yerde seni takip edecek kadar kendisini aşmasının tek bir sebebi var."

Louis gözlerini anlık olarak ona çevirdi. Cevabı duymaya o kadar hevesliydi ki duyduğu anda buna sebep olan şeyi yapmayı bırakabilirdi.

"Daha iyiye gidiyorsun."

"Ne?"

"Daha iyiye gittiğin için telaşlandı. Harry'nin cidden burada olduğunu görebiliyorsun ve o bunu istemiyor; sürekli şüphe içinde olmanı ve üzgün kalmanı istiyor, bu yüzden sürekli kendini göz önüne atıyor ki onun haklı olduğu daha rahat fark edebilesin. Ki böyle bir şey yok, haklı değil. Sadece gereksiz bir uğraş içinde."

Louis bu sefer bile isteye gözlerini karşısındaki kendisine çevirdi. Doktor Phill'e bakarken telaşlanmış gözüküyordu, sinirli olduğu açıktı bütün hislerini garip bir alay ifadesiyle gizlemeye çalışıyordu. Başarılı olamıyordu, korktuğu her halinden belliydi; Louis'nin vücut bulmuş kendi korkusu, korkuyordu.

"Ne yapıyor?" diye sordu Phill, Louis'nin nereye baktığının bilincinde olarak.

"Korkuyor."

Phill gülümsedi, "Gördün mü?" derken geriye yaslandı. "Bu iyiye işaret."

Aynı zamanlı olarak Louis'nin karşısında gördüğü şey yavaş yavaş kaybolmuştu. Louis kaşlarını çattı, nereye gitmişti?

"Nereye gitti?" diyerek doktora doğru döndü Louis. "Kesin odaya gitti. Kesin, döndüğümde bana zarar verecek, Luke bir süre beni yalnız bırakmasın."

"İstediğin buysa tabii ki Luke gelir." derken samimi bir tebessüm bırakmıştı Louis. "Ama sen ona inandıkça bundan güç alıyor. Ona inanmadığın sürece sana hicbir şey yapamaz. Korkmanı gerektirecek hiçbir şey yok."

"Denerim."

"Teşekkür ederim."

Louis cevap vermeyip ellerini izlemeye başladığında "Unutma Louis," diye ekledi doktor Phill. "Sana konulan hiçbir tanı senin kimliğin değil, gelip geçici şeyler. Buraya geldin diye sonsuza kadar burada kalmayacaksın. Sürekli kendine nerede ve ne durumda olduğunu hatırlattığını görüyorum, bunları benimsemeye çalışma çünkü sonunda gidecek şeyler. Bir şeyleri benimseyemek istiyorsan, bir gün her şeyin daha iyi olacağını benimsemeye çalış; söz veriyorum, daha iyi gelecek. Umut böyle şeyler için en iyi ilaçtır."

Louis dediklerini dikkatlice dinledikten sonra kafasını yavaşca salladı.
"İlaçları değiştirmeye gerek var mıydı? İyiye gittiğimi söylemiştin."

"Değiştirdim ama bu iyileşmediğini ya da daha iyi olmadığını düşünmediğimden değil. Sana iyi gelecek ilacı vermek ve belirli aralıklarla bunu değiştirmek benim görevim."

"Ama daha ağırlar..."

"Yine de bir süre denemeliyiz. İlaç içtiğinde nasıl hissediyorsun ki?"

"Yorgun." derken omuzlarını silkmişti. "Her zamanki gibi bir yorgunluk değil."

"Nasıl bir yorgunluk?"

"Fiziksel?" derken soru soruyor gibiydi. Henüz bir kere içmişti, iki gün önceydi, o değişik bir yorgunluktu ki haftada iki kez olmasının sebebini hemen anlamıştı. "Sürekli uyumak istedim. Gözümü bile açamadım. Zihnim tamamen uyuşmuş gibiydi."

"Endişelenme, bunlar tamamen normal. Zamanla daha hafif gelecekler ama o kadar uzun süre kullanmayacaksın bile."

Louis oflayarak yerinden kalkarken "Her neyse," diye mırıldandı. "Artık gidebilir miyim?"

"Neden gitmek istiyorsun?"

"Uykum var."

"Pekâlâ." derken Phill de onun gibi ayağa kalkmıştı. "Sonra görüşürüz Louis, kendine iyi bak."

"Görüşürüz."

Louis kapıya doğru ilerleyip odadan çıkarken aklından odaya hemen dönmemek için neler yapabileceğini geçirmeye başlamıştı bile. Doktora uyuyacağını söylemişti ama bunu yapmak istemiyordu.

Çareyi, elindeki ihtimallerin ne iyisi olarak, ilk önce ortak alana gidip birkaç kez konuştuğu değişik insanların yanına gitmekte bulduğunda gözlerini devirdi. Konuşmak zorunda olduğu insanlar bile garipti ve Louis hemen bu yerden kurtulmak istiyordu.




...

Salla anam saalllaaaaaa

Psikoloji okuyup ya da mezun olup da burada olan varsa ozur dilerim psikolojiyi bastan yazmis olabilirim

Lost His Mind || Larry Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin