1.3- I've lost myself

69 11 5
                                    



Son birkaç gündür olduğu gibi, hemen odaya giren Harry ile eş zamanlı olarak gözlerini açmıştı Louis. Aslında hâlâ geceleri uyumamaya devam ediyordu; Harry'nin içi rahat bir şekilde gitmesi için -aslında kendisini sıkmaya devam etmemesi için- uyuyor numarası yapıyor, o gittikten sonra ayağa kalkıp boş evde sabaha kadar yapacak bir şeyler arıyordu, daha sonra da sabaha karşı özlerinin yorgunluktan kapanmasına engel olamıyor ve Harry'nin eve gelmesiyle uyanıyordu.

Bugün ise diğer günlere kıyasla ufacık bir farkla, Harry evden çıkmadan önce gerçekten uyumuş, o geldiğinde de gerçekten uzun süreli uykusundan uyanmıştı.

"Günaydın gün ışığı, uyandırdım mı?" dedi Harry gülümseyerek. Percereye doğru ilerletip stor perdeleri kaldırarak güneşin içeri girmesini sağladı ve tekrar Louis'ye döndü.

"Hayır, geldiğini fark bile etmedim." diye mırıldandı yerinde doğrulup sırtını yatak başlığına yaslarken. "Her zaman tam vaktinde gelmeyi başarıyorsun. Sana maaş vermeliymişim gibi hissediyorum."

Harry kıkırdayarak birkaç adım attı ve yatağın köşesine oturdu, onun dediklerine bir cevap verme gereği duymadan, "Aç mısın? Canının istediği bir şey var mı?" diye sordu.

"Hayır, kes şunu."

"Neyi keseyim?"

"Bu kadar nazik olmayı?" derken kendisi bile ne demek istediğini bile bilmiyordu, bu yüzden sesinin soru sorarmışcasına çıkmasını engelleyememişti. "Ciddiyim, annemin hasta olduğumda davrandığı gibi davranıyorsun."

"Bunun hasta olmanla alakası yok ama. İlgili davranıyorum çünkü ilgiliyim Louis, iyi hissetmeni istiyorum. Tek istediğim bu. Beni bunun için dava mı edeceksin?"

Louis "Siktir git" diye sahte bir sinirle konuşurken battaniyeyi ucundan tutup kaldırdı ve yatakta oturur pozisyona geldi. Harry hâlâ kendisini izliyordu. "Aç değilim ama kendine bir şeyler hazırlayabilirsin tabii." Ayağa kalktı ve dolabına yöneldi, bir iç çamaşırı çıkartıktan sonra tekrar ona döndü. "Ben duş alacağım, bir süre çıkmam herhalde, keyfine bak."

Louis odadan çıkmaya hazırlamıştı ki ona göre yataktan asla kalkmayacakmış gibi duran Harry ayaklanıp onun karşısında geçmiş ve onu durdurmuştu. Kaşları çatılmış, kollarını birbirine dolamıştı. "Her şekilde kahvaltı yapacaksın, bunu sana bir türlü öğretemedim. Daha sonra ilaçlarını da içmen gerekiyor. Duşa da tek başına giremezsin, biraz bekle ve kahvaltımızı yaptıktan sonra sana yardım edeyim."

"Kendim yapabilirim, daha iyiyim." dedi Louis direkt, diğer söylediklerini umursamamıştı çünkü kaçışı olmadığının farkındaydı.

"İnanılmaz derecede yavaş iyileşiyorsun Louis, daha iyi olabilirsin ama iyi olduğuna inanmamı beklem-"

"Oh, teşekkürler."

"Hayır, ciddiyim. Artık yürüyor olabilirsin ama karnının hâlâ iyi olmadığı eğildiğinde açıkça belli oluyor. Tek başına oraya girmene izin veremem, kendini zorlarken kayıp düşebilirsin."

"Sen de sadece beni çıplak görmek istediğini söyleyebilirsin."

"Hayır, amacım bu değil!" derken birbirine doladığı kollarını açıp bıkkınlıkla bacağının iki yanına vurmuştu Harry.

"Her neyse, tek başıma giriyorum." derken yanından yürüyüp geçmek istemişti ki Harry'nin omuzlarını yavaşca tutmasıyla bu hamlesi engelledi. "Ciddiyim H, buna gerek yok. Eğer rahatlayacaksan bir şey olursa diye kapıyı kilitlemem ama sadece durduk yere içeriye dalmayacağından emin olabilirsem."

Lost His Mind || Larry Where stories live. Discover now