1.4- all alone

68 11 2
                                    

Yorum🧍‍♀️🙇‍♀️


...


Gecenin üçü, evinde tek başına beklerken uykunun ona biraz da olsa uğramasını bekliyordu. O kadar uzun süredir uyumuyordu ki yavaş yavaş toparlayan göz altları yeniden kendisini belli etmişti. Bitki çayı yapmıştı, göz bandı takmayı denemişti, telefonundan uykusunu getirebilecek müzikler açmıştı ama yine de bunların hiçbiri işe yaramamıştı.

En son ne zaman uyumak için bu kadar uğraştığını da hatırlamıyordu. Araba kazasından önce umursamayıp direkt uyumuyordu, kazadan sonra kendisini tutamadan sürekli uyuyordu; şimdi ise sadece uyumak istiyordu ve bunun için uğraşıyordu ama başaralı olduğu söylenemezdi.

Oflayarak göz bandını çıkarıp yatakta bir kenara fırlattı ve yerinde doğruldu. Hâlâ karşısında duran ve her saniyesini bomboş bir ifadeyle onu izleyen kendisiyle göz göze geldiğinde iç çekti.

"Seni bir gün geberteceğim." diye kendi kendisine söylendi Louis yataktan kalkarken. "O kadar sinirlerimi bozuyorsun ki bir gün seni gebertmenin yolunu bulacağım."

Alayla kaşlarını kaldıran yüze son kez bakıp dolabına doğru ilerledi. Duş almanın uykuya dalmasını kolaylaştıracağını düşünerek kendisine yeni kıyafetler çıkardı.

"Bir gün, bir gün öleceksin Louis, benim ağzımı açmama bile gerek kalmadan, ecelinle öleceksin ve-"

Birkaç dakika sonra kapıdan çıkacakken arkadan onun sesini duymasıyla durakladı. Neredeyse aylardır konuşmazken şu an neler olduğunu anlamıyordu Louis ama kesinlikle bir anda korkudan altına yapacak hale gelmişti. Az önceki kendinden emin halinden hiçbir eser kalmamıştı ama bunu ona belli etmeyecekti.

Kendi kalp atış seslerini duyuyordu, damarlarındaki kanın dolaşımını her zerresinde hissediyordu. Onun konuşmasına hazır değildi. Susmasına alışmıştı. Sürekli bunun sinir bozucuğu hakkında şikayet etse de konuşması tekrar her şeyin bozulması demekti. Susması gerekiyordu.

"-Gerçek anlamda yapayalnız olacaksın."

Louis yerinde dururken gözlerini kapadı, zihninde onu susturmaya çalıştı ama hiçbir işe yaramamıştı.

"Artık kendini öldürmen umrumda değil, ben de uyumak istemiyorum. Sadece... Bir gün ömrünün sonuna geldiğinde gerçek anlamda yapayalnız olacağını bilmeni istiyorum. Bu senin kaderinde var, inkar etmeyi bırakmalısın."

Sesi bir anda şeytani olmaktan çıkmıştı; yumuşaktı, kulağa sanki en yakın arkadaşı ona tavsiye veriyormuş gibi geliyordu. Bu ses tonu yeniydi. Kaşlarını çatarak arkasını dönerek bu yeni tonun sahibine baktı; yanılmıyordu, karşısındaki sima hâlâ aynıydı.

"Dostum, sadece sana yardımcı olmaya çalıştım, bu süreci hızlandırman hakkında. Yanında hâlâ Niall varken, en azından bir kişi yanındayken, yalnız ölmemiş olurdun. Gözlerini kaparken yanında birilerinin olduğunu bilirdin, arkandan ağlayan birisine sahip olurdun. Ayrıca bu acıyı da devam ettirmezdin. Sonuçta iğrenç bir hayatın var; devam etsen ne olacak, etmesen ne olacak? Ben seni düşündüm. Kolay yolu sundum. Beceremedin. Sorun değil. Şimdi böyle devam et ve..."

Louis duydukları karşısında hafifçe ağzını aralamıştı. Aylardır karşısında gördüğü bu kişinin bir anda kişilik değiştirdiğini düşünecek kadar gördüklerine inanamıyordu.

"Ve?" diye sorarken devamını merak etmesine ve bunu belli etmesine içinden küfretti.

"Gittikçe daha da delirdiğinin farkında değil misin?"

"Ne?"

Yavaş adımlar atarak Louis'ye biraz daha yaklaştı. "Louis... Seni neredeyse iki aydır izliyorum ve bir ayında uyanıktın, hiçbir şey söylemeden seni izledim çünkü nereye gideceğini merak ettim, bir noktada fark edeceğini düşündüm ama... Cidden, ne kadar kafayı yediğini fark etmedin mi?"

Lost His Mind || Larry Where stories live. Discover now