Bölüm 9

63.7K 5.4K 3.5K
                                    


"Sik gibi bir sözlüden sonra dayak yemeye bile isteye gitmek kaçıncı seviye mallık?"

Yanımda homurdanan Enis'e baktım. Haklı olabilirdi. Bok gibi bir tarih sözlüsü sonrası onları zorla peşimden sürükleyerek Çetin'in mekanına götürmem yüzünden sinirlilerdi bana ama yapacak bir şey yoktu. Agalığın kural kitabında yazardı beraber mevzuya gitmek.

"Gerçekten gün daha ne kadar boktan olabilir?" diye homurdandı Şükrü.

"Eminim senin kafes usulü nedir sorusuna verdiğin cevap kadar boktan olmaz." dedi Anıl.

Şükrü dönüp kötü kötü baktı. "Abi adam belki bdsm seviyor anladın mı?"

"Geri zekalı adam padişah. Ayrıca o kafes o kafes değil." dedi Anıl azarlarcasına.

Şükrü'nün hocanın sorduğu soruya karşılık verdiği aptalca cevabı yüzünden hoca sinirden tüm sınıfı bırakmıştı sözlüden. Bunun sonucunda tüm sınıf Şükrüye saydırmıştı.

"Abi onu bunu boşverin de bence dönelim yol yakınken. Bir avuç ergen ne yapacağız onca adama?" diyen Enise baktım.

"Saçma sapan konuşma. Bir kez daha kaçmam artık, iş inada bindi. Ne korkaksınız amına koyayım ya." dedim.

Nedense çok da korkmuyordum. Döveceğini falan sanmıyordum. Tamamen o da işi inada bindirmişti ve tek amacı şu an üstünlük taslamaktı. Bu yüzden özür dilememi bekliyordu. Etrafındakiler gibi elini öpüp boyun eğmemi istiyordu, bunu anlamıştım. Asla böyle bir şey yapmayı düşünmüyordum. Şu an o mekana gidiyorsam ondan korktuğumu sanmasın diyeydi. Tamam korkuyordum ama bunu bilmesine gerek yoktu.

"Ölüme gidiyoruz resmen. Keşke sabah kahvaltı masasında kalan son sosisi yeseydim, bak içime oturdu." diye mırıldanarak yürüyordu Şükrü.

"Her neyse. Madem gidiyoruz ayağınız yere sağlam bassın. Düzgünce konuşalım. Gereksiz yere atar yapmak, artistlik taslamak, laf söylemek yok." dedi Anıl ve bana döndü. "Son sözlerim tamamen sanaydı Sümer. Tamam mı? Gereksiz yere yükselmek yok."

"Kanka yalnız Birleşmiş Milletlere sözcülük yapmaya gitmiyoruz. Baya baya mevzuya gidiyoruz. Neyin konuşmasından bahsediyorsun?" diye sordum.

"Gerekmedikçe konuşma diyeyim o zaman." dedi.

Ofladım.

"Kendimi üst üste mesaj atıp görüldü yedikten sonra 'ooo görüldü yedik' yazıp gülücük atmış ve yine görüldü yemiş gibi hissediyorum." dedim omuzlarımı düşürerek.

"Birazdan adamlar götümüzle yüzümüzün yerini değiştirdiğinde 'noldu ya foton gitti' yazmış gibi hissedeceksin kanka merak etme." dedi Enis.

Ona ters bir bakış attım. Ben gerilmemeye çalıştıkça bunlar beni geriyordu. Basit bir mesaj yüzünden evire çevire döver miydi ki acaba? Adamının elini ısırdığımı hesaba katarsak pataklayabilirdi. Hele annemin sıfır yetenek ile milleti kandırıp 350 liraya onun annesinin falına baktığını duyduysa bir de onun için pataklayabilirdi.

Her neyse. Sonucu ne olursa olsun bu şeyin olup bitmesini istiyordum. Daha fazla kaçamazdım. Belli ki o da peşimi bırakmayacaktı. Cadaloz ablam yüzünden başımı belaya sokmama değmemişti ama bir yerde benim mallığımdı. Kimin neyi kimin fesi belli olmayan adama pat diye atar mesajı atarsam olacağı buydu.

"Abi mevzuya navigasyonla mı gidilir amına koyayım?" diye söylendi Şükrü.

Dün beni çağırdığı derneği bilmediğimi söylediğim için konum atmıştı. Şimdi de onunla gelmiştik yürüyerek. Evet mevzuya navigasyonla gitmek saçmalık olabilirdi. Zaten mantıklı tek bir yanı yoktu bu olayın. Baştan sona saçmalıktı.

OĞLANCI | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin