Bölüm 11

61.2K 5K 2K
                                    

Güne başlarken yaşanan en kötü şey neydi? Uyanmak dışında tabii ki... Okul olmadığı bir haftasonu öğlene kadar yatacağım diyerek sabahın 7'sinde kalkmaktan daha kötü bir şey varsa o da sabahın sikinde misafirlerin sesiyle uyanmaktı.

Uykumu adeta siken sesleri umursamamaya çalışarak yastığımı kaldırdım ve kafama geçirip kulaklarımı kapatmaya çalıştım. Borozan sesli Suna ablanın sesini bu yastık değil hiçbir şey tıkayamazdı. Kadın ayaklı gazete gibiydi. Dedikoduda bir numaraydı. Üstelik öyle hızlı konuşurdu ki karşısındaki insana söz hakkı tanımazdı bile. Kendisi konuşur kendisi cevaplardı. 

"Sizin oğlan nerede uyuyor mu hâlâ?!" Suna ablanın sesini duymamla hareketsiz bir şekilde durmaya devam ettim. Umarım beni ölü zannederdi de giderdi. Çünkü uyuyor olma ihtimalim onu yıldırmazdı.

Pat diye kapı açıldığında 'azizallah' diyerek fırlatmak istesem de bunu yapmadım.

"Bak bak uyuyor hâlâ. Benim Hüsnü de aynı böyle. Sabah akşam bilgisayar oynar odadan çıkmaz. Gece yatmaz sabah kalkmaz. Şu odanın haline bak."

Odama pat diye daldığı yetmiyormuş gibi bir de bağırarak konuşmasına karşılık sinirle çenemi sıkarak yastığı kafamdan çekip kafamı kaldırdım ve kapıya baktım.

"Ay uyanmış bu." dedi cırtlak sesiyle. Günaydın haftasonumu siken kadın.

"Suna abla, menapoza girer gibi odama giremezsin öyle. Uyuyorum burada!" dedim dişlerimin arasından.

Başındaki eşarbı düzeltirken beni ayıplarcasıma süzdü. "Amaaan sabahları ayrı huysuz bu." dedi ve odadan çıktı. "Kız Fatoş senin bu oğlan ne kadar meymenetsiz oluyor sabahları."

Bunu diyen de mahkeme suratlı bir kadındı yani.

Her şeye rağmen götümü devirip yastığıma sarıldım ve gözlerimi kapattım. Ne olursa olsun bu uykuyu uyuyacaktım. Ta ki annem dakikalar sonra kapıyı sertçe açıp içeriye dalana kadar...

"Sümer. Kalk hadi."

İstifimi bozmadan ve ses çıkarmadan uyumaya devam ettiğimi gören annemin duyduğum seslerle pencereye yaklaşıp perdeleri çeltiğini anladım.

"Şşt, kime diyorum." Omzumu parmak ucuyla dürterken gözlerimi araladım ve"Offf!" diye sitem ettim sinirle.

"Anneye of denmez!" dedi annem azarlayarak.

Gözlerimi sabır dilercesine kapatıp açtım. "Anne, güneş batıdan doğmadıysa lütfen uykumu bölme. Onun dışında hiçbir şey kaldıramaz beni çünkü bu yataktan."

"Oğlum misafir var."

"Biliyorum anne. Kendisinden önce sesi ulaştı bana zaten. Kov onları."

"Ayıp ayıp." dedi. "Bak kadın o kadar katkı sağlıyor ailemize. Hem bel fıtığı hem kaş bıyık hem de fal için geliyor. En kazançlı müşterim o benim."

Bir nefes verdim ve yatağımın içinde oturur pozisyona geldim. Esneyerek gözlerimi elimin tersiyle ovuşturdum.

"Anne serbest meslek bu kadar serbest olmamalı bence." dedim. Yani bu kadar da değildir değil mi?

"Sus sus hadi kalk. Kahvaltını yap da sonra Furkan'ı parka götür." dediğinde gözlerimi büyüttüm.

"Ne? Asla o küçük piçi parka falan götürmem." dediğimde annem ağzıma hafifçe vurdu.

"Düzgün konuş. Kadın akşama kadar kalacak burda ben ona akşama kadar on tane fal bakarım. Sen de çocuğu oyala hadi."

"Anne kadına akşama kadar on tane kahve içirirsen falına fincandan değil mezar taşından bakarsın artık. Kalp krizi mi geçirteceksin?" diye sordum.

OĞLANCI | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin