Bölüm 48

44.1K 2.6K 1.6K
                                    

Aynadaki görüntüme bakmak için birkaç dakikadır kendi kendime cesaret konuşması yapıyordum zira göreceklerimi kestiremiyordum. Küçük geleceğini biliyordum zaten ama bu kadarını da tahmin etmemiştim. Gözlerimi bir cesaretle açtığımda gördüğüm görüntü küçük bir 'siktir' çekmeme neden oldu.

Üzerimdeki tişörtün bitiş kısmı tam belime kadar gelmişti. Altımdaki şortun darlığını ve kısalığını konuşmak bile istemiyordum. Sanırım büyüyen tek şey boyum değildi. Squat yapmamıştım halbuki... Götüm jennifer lopez ile yarışırdı.

Şöyle alıcı gözle kendimi süzdüğümde aslında kötü değildim. Hatta seksi denebilecek bir haldeydim. Üzerimdeki pijamaların boktanlığını bana dar ve açık saçık gelmesi örtüyordu. Çetin beni böyle görünce ayakta sikebilirdi çünkü bayağı fena bir görüntüydü.

Aynaya doğru hafifçe arkamı dönmeye çalıştığımda götüme dar ve kısa gelen şortun görüntüsü beni utandırınca hemen önüme döndüm. En iyisi kendime bakmamalıydım. Yoksa utançtan odadan çıkamazdım. Çetin de beni böyle göremezdi ve onu çıldırtamazdım.

Kapıyı açıp odadan çıkmadan önce bir süre öylece dikildim. Derin bir nefes verdikten sonra kapıyı açtım ve odadan çıkıp mutfağa yöneldim.

Kapı sesinden olsa gerek geldiğimi anlayan Çetin, sipariş verdiği kahvaltıyla "Sümer açlıktan etrafımda kara kartallar dönüyor. Gel artık da. Sucuklu yumurtanın sucuklarını yiyip geri kalanını sana bırakırım demedi dem-" diye sözüne devam ederken kafasını çevirip beni görünce cümlesini tamamlayamadı.

Ellerimi olduğum yerde nereye koyacağımı bilmeyerek salladım hafif hafif. Kalakalmış bir şekilde baştan aşağı beni süzdü. Bu öyle yavaş ve tekrarlayıcı bir süzüştü ki bir an için hiç bitmeyecek sandım.

Bir süre ses vermedi. Bir şeyler demesini bekledim ama o asalak gibi bana bakmaya devam etti. Aslında haklıydı. Muhtemelen beni ilk ve son kez böyle görüyordu.

Yarı çıplak vücuduma bu kadar uzun süre bakması rahatsız hissettirirken boğazımı temizledim. "Ne bakıyorsun öküzün trene baktığı gibi? Kötü mü olmuş?" diye sordum çekingen bir sesle.

Dudaklarında pis bir sırıtma oluştu. "Beşiktaş şampiyonluk maçında penaltıyı kullanacakken bu halde televizyonun önünden geçsen bile gıkım çıkmaz. Acayip iyi olmuşsun imanıma." dedikten sonra bana doğru yaklaştı.

Beni beğenmesi tabii ki hoşuma gitmişti. Bu yüzden istemsice gülümsedim.

Yanıma yaklaşıp beni sapıkça süzerek ellerini belime doladı ve kendine yapıştırdı. Hemen yelkenleri suya indirmek doğru olmaz diye avuç içlerimi göğsüne yaslayıp ittirdim.

"Bir dur ya." dedim ondan uzaklaşarak. "Kahvaltı yapalım önce."

Kaşlarını çattı. "Lan sende arefe akşamı giydirip bayram sabahı soyduruyorsun." diye söylendi.

"Açım Çetin. Coşkun kişiliğin aç aç hiç çekilmiyor." dedim.

"Kalktı Sümercik." dedi ve arkamdan geçerken popoma bir tane şaplak attı. Elimi vurduğu yere atıp ovuştururken kötü kötü baktım ona.

"Hani bakayım?" dedim içimdeki kerhaneci taraf kendini yavaş yavaş gösterirken. Şimdi uzun zamandır ayrı kalmanın vermiş olduğu özlem olsa gerek ona karşı çekim hissediyordum ve bu oldukça normaldi. Adam sevgilimdi yahu.

Sırıtarak bileğimi kavrayıp elimi penisine götürdü ve bastırdı. Pantolon üzerinden ellediğim erkekliği avucumun içinde baskı oluşturuyordu. Kalbim tekledi ama belli etmemek için boğazımı temizledim. "Sikin nerde göt?"

OĞLANCI | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin