Bölüm 39

41.7K 3.1K 1.8K
                                    


Bir şeyi kafaya taktım mı eninde sonunda onu yapmaya çalışan bir yapım vardı. Meraklıydım. Fazla merak göte yarrak derlerdi eskiler ama sıkıntı değildi, merakım daha ağır basıyordu.

Yanımda üfleyip püfleyen arkadaşımı umursamadan üzerime kapüşonlumu geçirirken kendi kendime söyleniyordum. Çetin benimle maç izlememenin hesabını verevekti. Ne yapıp edip ikna edememiştim onu. Zaten o da ikna olmaya meyilli değildi. Ne kadar kandırmaya çalışsam da oralı olmamıştı. En sonunda ise aramalarıma cevap vermiyordu fakat ben ultra zeki aklımda Celil abinin kanına girip maçı nerede izleyeceklerini öğrenmiştim.

Celil abiye Anıl'ı ayarlayacağımı söyleyerek bu bilgiyi kapmıştım. Aslında Anıl'a ilgisi olduğunu kabul etmesine şaşırmıştım. İlk baş biraz mırın kırın yapsa da sonradan itiraf etmişti. Tabii açık açık değildi, alttan alttan ima etmişti. Beklemiyordum açıkçası. Anıl'a karşı bir şeyler hissettiğinin farkında değildim. Atmıştım ve tutmuştu. Güzel tutmuştu.

Sonuç olarak yanımda Anıl'ı da getirmem şartıyla ondan yerini öğrenmiştim. Bana sakın Çetin'e ondan öğrendiğimi söylememem hakkında sıkı bir yemin istemeyi de unutmamıştı.

"Yine bir sıçış hikayesi ve başrolünde sen artı ben." diye homurdandı Anıl. "Ülkücü ve Beşiktaşlı dolu bir kahvehaneye baskına gitmek ne kadar mantıklı bir karar?"

"Ya abartma kanka ya en fazla ne olabilir?" dedim hırkamın fermuarını çekerken.

"Bizi kahveye tabure yapmaları veya ağız burun dalmaları dışında mı?"

Gözlerimi devirdim. "Hiçbir şey olmaz. Sevgilim oranın reisi unuttun herhalde. O beni korur." dedim.

"Beni kim koruyacak sik kafalı?" diye sordu.

"Celil abi korur kanka." dedim sırıtarak.

Yüz ifadesi anında değişti. Çatık kaşları gevşedi. "Aman kalsın. Ben kendimi korurum."

"Aynen bence de. Hem sanki Celil abi senin gelmeni mi bekliyor ki? Sana ilgisi falan da yok. Senin geleceğinden bile haberi yok." dedim gerginlikle sırıtarak.

Celil abi burada olsa benimle gurur duyardı. Hiç belli etmemiştim bence.

Gevşek kaşları tekrar çatıldı Anıl'ın. "Ne haltlar karıştırıyorsun sen?" diye sordu.

"Ne Celil abiye ilgin mi var?" diye sordum tamamen konudan bağımsız. Konu oraya gelmiyordu bari ben getireyim bir şekilde.

"Sümer!"

"Tamam lan. Ne karıştıracağım bir şey yok. Oğlum onu bunu bırak bak bu gece ekşın var ekşın. O götümün reisi beni sikine takmamanın hesabını verecek." dedim kararlı ve dik başlı bir halde.

"Oğlum bari üzerimizdekileri çıkartalım. Bak bizi dünyadan silerler böyle gidersek."

İkimizin üzerinde de fenerbahçe forması vardı. Haklıydı, bir ton Beşiktaşlı ve artı olarak aşırı sağcı tiplerin olduğu bir ortama girmek göt isterdi. O göt bende vardı. Çetin'e beni dinlememin ve benim yerime beşiktaşı tercih etmesinin hesabını bir şekilde sormam lazımdı. Bakalım beni orada nasıl koruyacaktı.

"Bir şey olmaz." dedim.

Ofladı tekrar. "Neden Enis ve Şükrüyü çağırmadın?" diye sordu.

Duraksadım. Tabii ki çağırmayacaktım. Şükrü ve Celil abi sürekli kavga edecekleri için Anılla arasını yapamazdım. Enis ise salak salak konuşup Çetin'in sinirini bozacaktı. Bu yüzden onlara bahsetmemiştim bile çünkü Celil abi sadece Anılla, Çetinin de sadece benimle ilgilenmesi lazımdı.

OĞLANCI | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin