Bölüm 50

29.3K 2.3K 1.1K
                                    

"Adam sandık eşşağa alnımıza çarptı taşşağa. Şunun tipe bak." deyip koltukta yayılan Çetin'e anlamayarak baktım. Bu atasözü gibi olan lafı nereden uydurmuştu hiçbir fikrim yoktu ama ilerideki Anıl ve Celil abiye tip tip bakmasından dolayı az çok neden söylediğini anlamıştım.

Celil abi ve Anıl'ı baş göz edeceğiz diye çırpınıp duruyorduk saatlerdir. Dördümüz yemek yemiştik, sonra çay kahve falan derken biz kalkmak istemiştik ama Anıl beni elli kez dürtünce biraz daha kalmak için Çetin'i ikna etmiştim. Şimdi ise bowlinge gelmiştik.

On beş dakikadır hattın başında bowling topu seçiyoruz ayağına ayakta flörtleşen Anıl ve Celil abiye bakıp puflayarak Çetinin'in yanına yürüdüm. Omuzlarımı düşürerek yanına oturduğumda kolunu kaldırıp omzuma attı. Ona doğru sırnaştım.

"Sümer daha ne kadar pezevenklik yapacağız? Esra Erol görse önünü iliklerdi bu baş göz etme çabamıza." dedi Çetin.

"Aşkım biraz daha dayan. Arkadaşlarımız için, onların mutluluğu için." dedim elimi üst bacağına koyup okşarken.

Dönüp bana baktı. "Yavrum içine beşinci boyut Salih mi kaçtı?"

"Ne alaka ya?" dedim. "Arkadaşımın mutluluğunu istemek suç mu?"

"Biraz da sevgilinin mutluluğunu düşünsen fena olmaz." dedi ve omzumdaki elini belime indirip kavradı kendine çekerek. "Gidip sevişelim hadi."

"Küçük Çetin her daim ayakta maşallah." dedim bacağına pat pat vurarak.

"Evelallah." dedi iltifat etmişim gibi. Gözlerimi devirdim. "Şu küçük detayını sevmedim ama. Öyle olmadığını ikimiz de biliyoruz."

"Sabahları kahvaltıdan önce mesir macunu mu yiyiyorsun sen? Bu nasıl bir libidodur?" diye sordum.

"Benim takviyeye ihtiyacım yok çok şükür. On kaplan gücündeyim." dedi siki havada bir tavırla.

"Bozkurt gücü." dediğimde elini bozkurt işareti yaparak karşılık vermişti bana. Sırıttım. O da gülümsedi.

"Neyse ki dün akşamki maçı Beşiktaş aldı da keyfim yerinde. O yüzden şu Bülent Ersoy'u andıran ayakkabılarla burada oturmuş milli olmasını beklediğim kardeşimi izleyebilirim. Bir on dakika falan." dedi.

Ayakkabılar konusunda haklıydı. Bowling ayakkabılarının değişik bir tasarımı vardı. Ayağımızdakiler mor renkteydi. Çetin ben bunları giymem diye itiraz etse de onu cimcirerek zorla giymesini sağlamıştım. Haberi yoktu ama gizlice fotoğrafını çekmiştim. Bu maço görüntüsünün aksine ayağındaki mor ayakkabılar montajla yerleştirilmiş gibiydi. Bir ara koz olarak kullanırım diye çekmiştim fotoğrafını.

Celil abi bir şey dediğinde Anıl kıkırdadı. Ardından mavi bowling topunun deliklerine parmaklarını geçirip aldı ve çizginin başına geldi. Gerilip topu attığında yuvarlanan top lobutların hepsini devirmişti. Piç. Her şeyde iyi olmasa ölürdü.

Celil abi ve Anıl beşlik çaktıktan sonra bizim olduğumuz tarafa doğru geldiler.

"Sıra sizde." dedi Anıl ve deri koltuğa oturdu. Celil abi de yanına oturdu.

"Sevgili olmanız için kaç tane top atmamız lazım? Söyleyin de ona göre atıp gidelim artık." diye söylenerek ayaklandı Çetin. Ben de ayaklandım. "Hayır kaynaşmak için daha başka yerler varken burası nedir amına koyayım?"

Dirseğimi geçirdim Çetin'e susması için.

Celil abi dik dik baktı Çetin'e. "Kusura bakma kardeşim seks partisine gitmediğimiz için. Bizim gibi basit insanların kaynaşma şekline alışacaksın artık." dedi Celil abi.

OĞLANCI | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin