Bölüm 18

61.3K 4.7K 3K
                                    


Çetin'den;

"Puşt." diyerek oyundaki okey eşime söverken "Sikik." diye ekledim. Onun yüzünden ikinciye kaybediyorduk. Pufladım sıkıntıyla ve saate baktım. Bir bacağımı kaldırıp ayak bileğimi diğer bacağımın dizine yaslarken, dirseğimi masaya yaslayıp elimle çenemi destekledim.

Sıkılmıştım. Beni şu an eğlendirecek tek şey porno izlemek olabilirdi ama burada yapamazdım onu. Ekmek teknemizdi sonuçta. Son zamanlarda beni eğlendirecek diğer şey ise Sümerle uğaraşnaktı. Kendisi gördüğüm en aptal insan olsa da beni eğlendirdiğini itiraf etmeliydim. Stres topumdu.

Tam çaprazımda olan aynaya gözüm takıldığında yakışıklılığıma keyifle sırıttım. Aynaları severdim, aynalar da beni.

Kapı pat diye açıldığında "Ananı!" diye istemsizce ağzımdan kaçan kelime içeriye giren babamın duraksamasına neden oldu. Sırıttım.

Boğazımı temizleyip elimi masanın üzerinde, bilgisayarın altına sıkışmış dosyaya götürdüm ve kapağını açıp göz gezdirdim.

Yanıma gelip başmda dikilen babama baktım. Tek kaşını kaldırdı. "Demek malların kaç adet gelip gideceğini hesaplayıp inceliyorsun?"

Ha? Onu mu yapıyormuşum?

"Aynen." dedim sırıtarak.

Kafasını ağır ağır salladı babam ve elimdeki dosyaya göz gezdirdi. "Kolay gelsin sana o zaman." dedi.

"Eyvallah."

Kapıya doğru yürüdü ve kapıyı açtı. Tam çıkacakken, "Ha bu arada elindeki dosyada işçilerin sağlık belgeleri bulunuyor. Bilmiyorsan haber vereyim." dediğinde gerginlikle sırıttım.

"Tabii ya. Eli yüzü düzgün eleman bulmak zor bu devirde. İyi bir fabrika iyi birer işçiler demektir. O yüzden teker teker bakıyorum." dedim kendimden emin bir sesle.

Babam bana 'at yalanı sikeyim inananı' der gibi baktıktan sonra odadan çıktı ve kapıyı kapattı. Gözlerimi devirip dosyayı masaya doğru fırlattım.

Her hafta belirli günlerde beni buraya zorla tıkmasını sevmiyordum. Maksat işi öğrenmemmiş ama ben zaten biliyordum. Ayrıca boş gezmiyordum. Ocakta takılırdım. Orada güzel sohbetler olurdu. Dinlemeyi severdim. Babam benim aksime pek de hoşlanmıyordu. Ayrıca beni işlerin başında görmeye kararlı gibiydi.

Neyse ki Celil yanıma gelecekti. Böylelikle hiçbir şey yapmamama o da eşlik edebilirdi. Gelirken yanında getireceği şeyleri babam veya burada çalışan herhangi bir eleman görmese iyiydi.

Yarım saat sonra Celil kapıdan girdiğinde "Ooo hoş geldin kardo." dedim elimi uzatarak. "Hoş buldum reis." dedi elimi tutup sıkarken. Elindeki siyah poşeti masaya bıraktı ve kapıyı kilitledi.

"Şu camı açsana bir sigara yakayım iflahım sikildi." dedim sigara paketimden bir dal çıkartıp dudaklarıma yerleştirirken.

"Baban duymasın üst üste dizip öyle siker bizi." dedi Celil camı açmadan önce. Böyle dese de bir sigara da o kapmayı ihmal etmemişti.

"Bugün patron benim. Bir şey diyemez." dedim yaktığım sigaramı tüttürürken.

Telefonuma gelen bildirim sesiyle elime aldım ve baktım. Sümer'e yaklaşık beş dakika önce instagramdan istek atmıştım. Şimdi kabul edip gt yaptığı bildirimi gelmişti. Sırıtarak girdim hesaba.

Sigaramı dudaklarıma götürüp bir nefes çekerken ayaklarımı uzattığım masanın rahatsız edici hissini görmezden gelmeye çalıştım. Telefonumun ekranında fotoğraflarına baktığım çocuğa dudaklarımdaki gülüş ile inceliyordum.

OĞLANCI | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin