KIRILAN GÜVEN

117 15 2
                                    

Selamün aleyküm çok kıymetli okuyucularım.
Uzun süre yoğundum bu sebeple düzenleme işlemi vakit aldı. Bu yoğunluk maalesef yine devam edecek ama vakit buldukça yeni bölümler atacağım.
                   

                          - ERİZ HAPİSHANESİ-

Halsiz parmakları keçe gibi olan saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. Saçlarının haftalardır yıkanmamış olmasını artık aldırmıyordu. Tek istediği yaşamını zehire çeviren aşağılık insanların zalimliklerini dünyaya haykırmaktı. Bunun için ise buradan kurtulması gerekiyordu. İki buçuk ay tek kişilik bir hücre de kalmıştı. Şimdi ise dört kişilik bir hücredeydi.

Onların vatandaşı olmasına rağmen her türlü zorbalığa ve işgenceye maruz bırakılmıştı. Diğer insanlara ne türlü işgence ettiklerini düşünmek bile tüylerini ürpertiyordu.

Duvara yaslamış olduğu başını usulca kaldırdığında karşısında oturan adama baktı.
Bu adamı iki hafta önce getirmişlerdi. Birkez bile uzun süre kendine bakmazken baktığı zamanlar bile anlıktı. Buna rağmen dikkatli bakışları ve her an tetikte bekleyen haliyle adam öylesine hapse mahkum edilmediğine emindi.

"Beni izlemeye ne zaman son vereceksin?"

Tok ve durgun sesi sor sormaktan ziyade açıkça rahatsız olduğunu ifade ediyordu. Cansız bakan gözlerini kırpıştırdığında yorgun bir nefes aldı.

En başından yaptığı gibi sanki adamla daha önceden samimiyeti varmışcasına konuştu.

"Seni izlemiyorum çözmeye çalışıyorum."

İki haftadır olan konuşmalarını not alsa sayfa doldurmazdı. Genç adamın dudaklarına yayılan sinsi gülüşü göremezken başını tekrar duvara yasladı.

"Mesleğinin hakkını veriyorsun ama kendini bu kadar yormana değmez."

Genç kız bir kez daha doğru yolda olduğunu anladı. Bu adam kesinlikle boş biri değildi.

"Bu kadar ince düşünceli olduğunu bilmiyordum."

Adamın cevap vermeyeceğini bile bile sözlerini dile getirmişti. Müslüman erkeklerin mahrem olmayan kadınlarla gerekmedikçe konuşmadıklarını bilse de bu adamın onunla konuşmasını istiyordu. Onunla konuşmak sanki vazgeçilmez bir ihtiyaç gibiydi.

Gözlerini kapatıp uzandığında kendisiyle birlikte beraber kurtarmak istediği kız aklına geldi. Sonra arkadaşının ihaneti.
Olay örgüsünü her gün hatırlayıp olacakları önleyebilmek elinde olsaydı tüm bunların asla yaşanmayacağını ve kolayca ülkesine dönecekti.
Ve dünyanın görmezden geldiği zulmü tüm insanlığa haykıracaktı. Ne olursa olsun o günün geleceğini hissediyordu.

                                          ....

Gözlerime istila eden güneşle bir adım gerileyerek ağacın gölgesine sığındım. Dua'nın derin bir nefes almasıyla bakışlarım onu buldu. Yüz ifademi koruyarak susmayı tercih ettim. Zeyd neden onun yanında beklememi istemişti hâlâ anlayamamıştım. Derin nefes almaları konuşmamasından daha kötüydü. Varlığıma tahammül edemediğini her haliyle belli ediyordu. Artık bende onun bu hareketlerine tahammül etmeyecektim.

FİZÂNİWhere stories live. Discover now