SON DURAK -1

1.2K 51 3
                                    

Yağmur yağıyor...

Bu şehre ve insanlarına
Sanki yağmur insanların günahlarını temizlemek ister gibi yağıyor.onları bu eziyetten kurtarmak ister gibi yağıyor.
Deniz öyle çoşkulu ki bütün dertlerimizi,sıkıntılarımızı bir anda kendine hapsedip kaybedecekmiş gibi...
Öyle hüzünlüyüm ki hiç bitmeyecekmiş gibi,ama biliyorum her şeyin bir sonu olduğu gibi hüznümünde,endişeleriminde, korkularımında bir sonu olacak.

Bulunduğum yere biraz daha sığındım. Kalbim prangalarından kurtulmuş adına atıyordu. İçimde tarif edemediğim bir korku bedenimi esir etmiş hüküm sürüyordu, kirpiklerimi kırpıştırarak biraz daha yana kaydığımda önümde yığılı olan çuvalların arasından artık kapıyı daha iyi görebilecek bir konumdaydım.
Koridor da yankılanan adım sesleriyle nefesimi tutarken ellerimin buz kestiğini hissedebiliyordum. Elindeki silahla içeri giren kadın gözleriyle etrafı tararken bir yandan da birşeyler mırıldanıyordu. Bakışları bulunduğum tarafa yönelince başımı hızla aşağı eğdiğimde korkuyla yutkunurken kadının boğucu sesi çuvallarla dolu olan odayı doldurdu.

"Burada kimse yok!"

Uzaktan gelen erkek sesi "O halde gidelim" dediğinde kadının uzaklaşan postallarının sesi koridor da yankılanırken elimi hızla çarpan kalbimin üzerien koyarak sakinleşmeye çalıştım.

İçeri girdiğim de hava gayet güneşliyken ben olduğum yerde üşümeye başlamıştım ellerimi birbirine sürterek ağzımdan boğucu havaya karışan buharla ellerimi ısıtmaya çalıştım.
Sanırım üşümemin ve ellerimin buz gibi olmasının tek sebebi fazlasıyla korkmuş olmamdı.
Kadın ve adamın gittiğinden emin olduğum da usulca saklandığım yerden çıktım adımlarımı sessiz atamaya çalışarak karidora çıktığımda önümde sonu görünmeyen bir koridor vardı.
Sessiz ve tedirgin adımlarla ilerlemeye devam ettim bir çok kapıya sahip olan koridor oldukça ürkütücü dururken lamba olmamasına rağmen yeterince aydınlıktı. Seslerin olduğu kapıda duraksadığımda kulaklarımı dolduran sesler karmakarışıktı.
Daha fazla durmamam gerekirken gitmek için bir adım attığım da kapının bir anda açılmasıyla korkuyla sıçradım.
Yakalanmıştım, kaçamayacaktım.

Kapıyı açan kadını bulan bakışlarım acı bir çehreyle karşılaşmıştı.
Bu kadar ızdırap dolu bir çehreyle karşılaşmayı beklemiyordum.
Kadın üzgün bir ifadeyle birşeyler söylerken ne söylediğini anlamamıştım ona ifadesizce baktığımda eliyle içeriyi işaret ederken sanırım içeri girmemi söylüyordu. Tereddütle kadına bakınca bir dost edasıyla omzuma dokundu. Bu dokunuş bana bir nebze olsun güven verirken düşüncelerim allak bullak olmuştu. Hayır deyip geri dönsem ne yapacaktım ki? Kaçma işlemine devam mı edecektim, nasıl devam edeceğimi bile bilmiyordum ki? Üstelik buradan çıkınca beni nelerin beklediğini bile bilmiyordum.
Buraya geldiğimden beri neyi bilebiliyordum ki?

Tedirginlikle bir attığımda içerideydim, onlarca kadının kümeler halinde gördüğümde şaşkınlığımı gizleyemedim ağlayan çocukların sesleri de buna eklenince içeri girdiğimde pişman olmaya başlamıştım. Kadınların gözleri beni bulduğunda bakışlarımı onlardan kaçırıp endişeyle yutkundum.

FİZÂNİWhere stories live. Discover now