YAŞAMAK İÇİN UMUT

346 26 3
                                    

"Artık daha iyi görünüyorsunuz."

Bayıldıktan sonra kendime geldiğimde hâlâ başımda bekleyen albaya sabahtan beri teşekkürlerimi sunuyordum.

Acıyla yutkunduğumda neden bana bu kadar yardımcı olduğunu sormak istesemde bu istediğimi sonraya bıraktım.

Dakikalar süren sessizlikten sonra konuştum.

"Suçsuz olduğumu nasıl anlayıp inandılar."

Bir komutan edasıyla sandalyede oturuşunu düzenledi.

"Senin suçsuz olduğunu zaten biliyorlardı, bir Türk olman işleri zorlaştırsada ajan olduğunu iddea etmelerinin elle tutulur hiç bir yanı olmadığını söyledim. Birkaç araştırma sonucu diğer komutanlarda ikna olduğu için artık orada tutulmaman gerektiğini bildirdim."

Benim için bu kadar uğraşmış mıydı?

Ne diyeceğimi bilemez halde "Teşekkür ederim"dedim.
Gülümsedi.

"Rica ettiğimi daha önceden de söyledim aslında o kadar da teşekkürü hak ettiğimi sanmıyorum"

Bu adam bunlardan biri olamazdı.

"Neden bana yardım ediyorsunuz?"

Meraklı bakışlarım gözlerini buldu. Bu soruyu sormamı bekliyor gibi bir hali vardı. Mavi gözlerine belli belirsiz hüzün perdesi inerken elini sakalsız güneşten bronzlaşmış yüzüne götürdü.

"Lütfen bu soruyu sormayın belki daha sonra"dedi. Ayağa kalkıp kapıya yöneldiğinde "Tekrar geçmiş olsun"deyip dışarı çıktı.

Albay Dean Brave istisnalardan biriydi. Ve çok iyi bilinen birşey vardır ki; istisnalar kaideyi bozmazdı.

▪️▪️▪️

Yaşayabilmek için umudu veren Rabbimdi. Buna vesile olan Albay Dean Brave'di.

Beni karanlık hücreden çıkardığı günden sonra her gün hücreme geliyor nasıl olup olmadığını soruyor bir saate yakın oturup gidiyordu.
Albayın varlığı bana güven vermeye başlamıştı.
Hücrenin kapısı yavaşça açıldığında albay elinde tuttuğu çantamla içeri girdi. Çantayı masanın üzerine koyup sandalyedeki yerini aldı.
Yoğun görünüyordu.

"Hücreye gelmemden rahatsız olduğunuzun farkındayım ama sizin için buraya gelmem gerekiyor."

Rahatsız olduğumu fark etmesi nasıl olduğumu merak etmesi, hücreye gelmesi ve bütün bunlar için bana açıklama yapmıştı.

"Diğer askerler bana nefretle bakarken siz bana neden yardım ediyorsunuz?" dediğimde gülümsedi.

Uzun bir sessizlik hücreye hakim olduğunda bir an benden nefret ettiğini düşünsem de yaptığı şeyler bu düşüncemi yalanlar nitelikteydi.

Soru sorarcasına "Albay?"dediğimde zeminde ki bakışları beni buldu.

"Komutan Dean diye hitap edin yada sadece Dean"

Sorduğum soruyu hiç duymamış gibi cevap vermişti. Sorumu üstelemezken
Komutan Dean demeyi tercih ettim.

"Sizden birşey isteyebilir miyim?"

FİZÂNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin