İLK ADIM

214 27 6
                                    


Pencereye ilerleyip perdeyi açtığımda dün geceyi hatırladım.
Fazlasıyla iyi bir oyuncuydu.
Kendim için aynı şeyi söylemem mümkün değildi. Dün akşam en mutlu olanımız Ahsa ve çocuklardı. Hele Ahsa'nın mutluluğu hepsinin mutluluğunun üzerindeydi.

Yarın evlenecek olacağım gerçeğiyle  içimde kaçma isteğini bastıra bilmek için kendimle mücadele ediyordum. Kaçmamın hiçbir faydasını göremeyecektim. Bir tarafım Dean yanına gitme fikrinde karar kılsa da beni orada neler beklediğini bilmiyordum. O adamın söylediklerinin haklılık payı var mı diye defalarca düşünmüştüm. Çünkü kendinden o kadar emin konuşmuştu ki kendimi baskı altında hissetmiştim. Ama o kendinden ne kadar emin ise bende kendimden o kadar emindim.

Kapının tıklatılmasıyla düşüncelerimden sıyrılırken Zayn Ali gülümseyerek içeri girmişti.

"Nur abla müsait misin?"

"Evet, gelebilirsin."

"Dün akşam çok durgundun."

Bu çocuğun büyümüş hallerine hayrandım.

"Ailemin de yanımda olmasını isterdim." dediğimde seni anlıyorum dercesine bana baktı.

"Yanlış mı anlaşıldı."

"Hayır, hayır ben sadece merak ettim. Dayım olduğu için demiyorum ama mükemmel bir adamdır, biraz yani bazen fazla çekilmez oluyor."

Gülümsedim.
O ne şüphe, gidene kadar görmezden gelebilirdim. Bu olayı bu kadar çabuk  kabullenmem imkansızdı. Ancak kendimi kandırabilirdim, insanoğlunun en iyi yaptığı şeydi.

"Annem ne yaptığını sormuştu galiba seni yanında görmek istiyor yakında gideceksin ya."

Hep buraya aitmişim gibi var olan his umarım buradan gitmeden gitmezdi.
Odadan beraber çıktığımızda oturma odasına girdik. Ahsa, Dua ve dün akşam ki teyze sohbetlerine son noktayı koymuş gitmeye hazırlanıyorlardı.
"Selamün aleyküm" diyen dün akşam ki teyzeydi. İsmini hatırlamaya çalıştım. Ahsa'nın Ferida abla demesi ile bir daha unutmamak üzere öğrenmiştim. Kırk yaşının sonlarında gibiydi. Yeşil gözleri her acıyı görüp tatmış olsa ki hep hüzünlü bakıyordu. Eşi de o da İngilizceyi akıcı konuşamıyorlardı. Bahçeye çıkmadan "Hoşçakal kızım." diyerek bana sarılan Ferida teyzeye aynı içtenlikle karşılık verdim.

Ahsa ve Ferida teyze bahçeye çıktıklarında kapıda bekleyen Dua'nın
bakışları hâlâ üzerimdeydi. Büyük bir dikkatle beni inceliyordu.

"Zeyd'in yanına yakışacak kızın senin gibi biri olacağını hiç düşünmezdim."

Sessiz kalmayı tercih ederken gözlerinde ki kıskançlık parıltılarını görebiliyordum. Hadi ama bir de Zeyd'in plotiniği ile uğraşamazdım.

"Nasıl başardın kendine aşık etmeyi."

Fazlamı ileri gitmeye başlamıştı.
Her ne kadar mecburiyetten doğan bir evlilik olsa da bu sözlerinin altında kalamazdım.

"Gönülde ki sevgi çalışmakla kazanılmaz, sonuç olarak da ortada bir başarı olmaz."

Havalanan kaşları yerini bulduğunda gülümsedi.

"Hayırlı günler." dedi.

Başımı sallamakla yetindim. Gidene kadar bana uzak olsun da sonra sevgili Zeyd'i ile evleniyorsa evlensin.

FİZÂNİWhere stories live. Discover now