4.BÖLÜM

2.2K 141 17
                                    

4.BÖLÜM

"Kim o?" diyerek seslendi Pınar içeriden.

"Benim." dedim mırıldanarak.

Pınar cevabımı duymamış olmalıydı çünkü ben kendi sesimi zor duymuştum. Tekrar sormasını bekledim ama kapıyı açmaya koyulmuştu; bunu takırtı seslerinden anlamıştım.

İçten dışa doğru vücuduma bir sıcaklık yayılıyor, ufaktan terlemeye başlıyordum.

Sağ ayağımla tuttuğum ritmi, çelik kapı kulpunun inerken çıkardığı boğuk tok sesi duymamla kestim. Bazı vücut dillerinin karşıdakine neyi söylediğini bilmek için psikoloji okumaya gerek yoktu.

Kapı aralanırken istemsizce boyun kaslarımı kasmış ve nefesimi tutmuştum. Boynumda kasıntıdan öne çıkan iki kemiğin, V harfini andıran bir şekil oluşturduğunu ve kesişecekleri noktada küçük bir çukur çıktığını görmesem de biliyordum.

Açık bir kitap gibiydim. Rahatlıkla okunabilirdim. Gerçeği anlamamalarını istiyorsam laf cambazlığından ziyade jest ve mimiklerime dikkat etmeliydim. Son saniyelerde aldığım dersimi kafama kazıdım.

Pınar'ı gördüğümde ona gülümserken eş zamanlı olarak dışarı düşük sesle nefes de vermiştim ve bu rahatlamayla boynumdaki kanıtlardan kurtuldum. Gülümseme, yerinde bir kamuflaj olmuştu.

"N'aber, Pınar?" dedim olabildiğince canlı bir sesle.

Pınar başta sahiden ben olup olmadığımı sorguladı. Beni tepeden tırnağa açılmış gözleriyle süzdü.

"İyi... Zehra Abla."

Kızcağıza şaşkınlığını atlatması için zaman da vermemiştim. Benim kapılarının önünde oluşum onun için soğanlı sütlaç kadar saçmaydı.

"Işıl'ı hastaneye götürmeye geldim." Oldukça rahat bir izlenim veriyordum ve düşündüğümden daha iyi rol kesiyordum. "Haberin vardır."

Hala sorgulama içindeydi. "Vardı... Vardı da gerek kalmamıştı aslın-"

"Kim gelmiş kızım?" Serpil Teyze'nin sesi duyulunca Pınar'ın lafı yarıda kaldı. Ardından Pınar'ın arkasında belirdi. Beni görünce şaşkınlıkla açılan gözleri adeta ışıl ışıl parladı. "Zehra, kızım, hoş geldin."

"Hoş buldum, Serpil Teyze." dedim ve parmağımı kütlettim. O çok tatlı bir kadındı ve bana çok iyi davranıyordu buna rağmen nedense ona karşı çekingenliğim vardı. "Iıı ablam aradı da. Işıl ağlıyormuş." Durumu açıklarken Pınar hızla içeri gitti. Eminim abisine misafirin kim olduğunu haber edecekti. Sesim duyulur anlarlar sanmıştım ama Serpil Teyze duymadıysa Utku da duymamıştır. "Onu hastaneye götürme-"

Heyecanla sözümü kesti. "Evet, evet, biliyorum. Işıl şimdi uyuyor. Sen içeri geç, uyanınca gidersiniz." Serpil Teyze çok fenaydı. İçeride oğlunun olduğunu söylemiyordu. Gülmemek için çabaladım.

"Uyuyor muydu? Hım, aslında o uyanasıya kadar ablamgil buraya dönmüş olur. Davetiniz için teşekkürler ama gideyim." Ben de çok fenaydım.

"Olmaz." deyip panikle kolumdan tuttu. "Olur mu öyle şey? Geç otur." Beni hafif hafif içeri çekiştiriyordu.

"Peki madem." Kolumu bırakmadığı için ayakkabılarımı topuk yardımıyla çıkardım.

Serpil Teyze kapıyı kapatırken bile elini kolumdan çekmedi. Bırakırsa kaçarım diye mi korkuyordu acaba? Ona çaktırmadan gülümsedim.

"Geç kızım, salon şurası." Sağdaki kapalı kapıyı gösterdi. Neden sesimi duymadıklarını anladım. Klima çalışıyor olmalıydı ve salon kapısı kapalıydı.

BİR ZAMANLAR AŞIKTIKWhere stories live. Discover now