10.BÖLÜM

2K 118 27
                                    

Yazım hatalarını bana bildirirseniz çok iyi olur.

Oy vermeyi unutmayınız.

Keyifli okumalar☁️

~

10.BÖLÜM

Havaalanına ilk girdiğimde bana çıkışımın bir ünlü misali, tüm gözler üzerimde, olacağını söyleseler inanmazdım.

Kızlar tuvaletinde geçirdiğim sinir krizim beni pamuk gibi yapsa da Bengü denen kızın telefonunu tuzla buz etmişti. Polisi bağırışlarımızın sesine gelen güvenlikçinin telefonundan aradığında, polisler bu sefer telefon şakası zannetmemiş ve soluğu beklediğim bir şekilde karakolda almıştık.

Yarısı açık mavi yarısı krem renkli duvarlar, siyah deri sandalyeler, bordo panolara raptiyelenmiş kağıtlar ve telsiz sesleri eşliğinde bir oraya bir buraya koşturan polislere bakılırsa, Adana İl Emniyet Müdürlüğü binası en son gördüğümden beri yani Melih olayından sonra bir gram değişmemişti.

Odayı incelemekten sıkılıp odağımı Rıfat Amca'yla hararetli hararetli bir şekilde konuşan Bengü'ye verdim. Benden şikayetçi olduğunu ifadesinde defalarca belirtmemiş gibi hala laf aralarına sıkıştırıyordu.

Koca Adana'da o kadar emniyet arasından yine Rıfat Amca'nın çalıştığı müdürlüğe getirilmem iyi miydi kötü müydü, karar veremiyordum. Beni tanıdığını Bengü'ye belli etmemişti lakin bana arada attığı kızgın bakışlardan anlaşılan bir gerçek vardı ki Rıfat Amca kesinlikle adımın üstünü çizmişti. Hamit'e benimle arkadaşlığını kesmesini söylerse şaşırmazdım.

Çocukluğumdan beri Rıfat Amca'dan çekinirdim. Çok sert mizaçlıydı. Böyle bir adamdan Hamit gibi cana yakın bir evlat nasıl çıkmıştı, çözemedim.

Hamit'i hatırlayınca omuzlarım yere düştü. Dirseklerimi sandalyenin siyah demirinden çekip ellerimi baldırlarımın üzerinde koydum. Havaalanında polis arabasına bindirilmeden önce onu ararken torpil geçilmesini mi, neyi umuyordum, bilmiyordum. Sadece korkmuştum işte. Hamit de tanıdığım bir polis memuru olunca elim refleks olarak onu aramaya koyulmuştu bir anda.

Olanları Hamit'e kısa bir özet geçtiğimde bana çok öfkelendi. Hak, hukuk, adalet temalı bir sürü laf sayarken onun çocukluk arkadaşımdan ziyade polis de olduğunu ilk kez o an hissetmiştim, ters tarafına ilk kez o an şahit olmuştum. Tek kelime etmeden uslu uslu azarını dinledim. Kızgınlığı yatıştığında özürlerimi sıraladım. Cevap vermedi ve telefonu suratıma kapattı. Bunu ona darılmaya hakkım olmadığından sorun etmedim. Yerden göğe kadar haklıydı. Ona karşı çok mahcup ve suçlu hissediyordum. En özel gününü sabah ayrı akşam ayrı başını ağrıtarak zehretmiştim.

''Uzlaşmama konusunda kararlısınız yani?''

''Aynen öyle. Şikayetimi geri çekmeyeceğim. Ayrıca bu kadın benden özür dileyecek. Telefonumun, ziyan olan uçak biletlerimin zararı karşılanacak.'' dedi Bengü ve gözlerini Rıfat Amca'dan bana çevirdi. ''Ha bu demek değildir ki karşılanırsa şikayeti geri çekerim. Söz konusu bile olamaz.'' Gözleri kısıp tek kaşını kaldırdı.

''Ketçap ve mayonez de olsun mu?'' Aynı alaycı ifadesiyle ona karşılık verdim. Beni korkutmaya çalışıyorsa boşuna uğraşıyordu. Polisi ilk gördüğümde afalladığımdan paniğe kapılmıştım o kadar.

''Keyfin bilir şekerim.'' deyip omuz silkti. ''Para bende gırla. İhtiyacım yok. Mahkemeye sevk edildiğinde arkandan el sallarım.''

''Ben el sallamam şekerim.'' diye ince bir gönderme yapınca Rıfat Amca masaya yumruğuyla vurmuştu. Soğuk savaşa ateşkes verip ona doğru döndük.

BİR ZAMANLAR AŞIKTIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin