13.BÖLÜM

1.7K 108 18
                                    

13.BÖLÜM

Yine bir KPSS günündeydim.

Bu sınava ne kadar girersem gireyim omuzlarıma binen stresin ağırlığında bir gram azalma olmazdı. Layıkıyla sırtımdan indiğini hissettiğim günler gariptir ki sınav günleriydi ve tam olarak sınav bitiş saatiyle başlardı, yani şu an.

Optiğimi ve kitapçığımı görevli öğretmene teslim edeli birkaç saniye olmuştu. Sınıftan çıkmış, kalabalıkla beraber sersem sersem yürüyordum. 130 dakikada ne yaptım, neyi işaretledim, ne çözdüm, zihnimde sıfırdı; o anlar bende yoktu. Sınavımın iyi mi veya kötü mü geçtiğini ciddi ciddi bilmiyordum. Algı kapalılığımda seçebildiğim tek bir şey vardı ve o da kuş gibi hafiflemiş olduğumdu.

İlkokul binasının ana kapısından çıktıktan sonra gözlerimi güneş alınca onları kısıverdim. Elimi kaşlarımın üstüne koyup gözlerime gölgelik yaptığım sırada yanımdan bir kız ağlayarak geçip gitti. Kızın, bahçe kapısının önünde toplanan velilere doğru koşuşunu izlerken dudağım üzüntüyle bükülmüştü.

İçinde bulunduğum kalabalığı üstünkörü süzdüm. Herkesin suratı asıktı. Neden kendilerine bu zulmü yapıyorlardı? Bir şekilde sınavı atlatmıştık. Ağlayıp sızlanmalarını benim yaptığım gibi sınav sonuçlarının açıklanacağı güne erteleseler iyi olurdu. Huzur içinde geçirebileceğimiz vakit şunun şurasında bir aycıktı ve onlar şimdiden karalara bağlayıp kısacık süreyi heba ediyorlardı.

Buhran dolu kalabalığın arasından Berna'yla sınavdan önce buluşma yeri olarak belirlediğimiz çardağa gitmek için ayrıldım. Bu, aynı zamanda motivemi korumam için iyi bir hareketti. Şimdiki kafaya ulaşmak kolay olmamıştı o yüzden enerjimi düşüren yerlerden uzak durmalıydım. Umuyordum ki en yakın arkadaşımın yanı yine o yerlerden biri değildi.

Başta Berna ile sınav yerimizin aynı yerde oluşuna sevinmiştim ama sınavdan çıkar çıkmaz onun negatif enerjisiyle boğuşmak kötü olacaktı.

Okul bahçesinin ortalarındayken çardakta oturan Berna'ya el salladım. Yüz ifadesini seçemiyordum. Göz doktoruna aldığım randevu sonrasında muhtemelen ben de gözlüklüler kervanına katılacaktım. Herkesin dediği gibi geç bile kalmıştım, gözlerim bu zamana kadar iyi dayanmıştı.

Berna'nın yanına üç metre kala şişemin kapağını açıp okunmuş suyumun kalanını tepeme diktim.

''Of sıcak ya. Sınıfın içi ne güzel klimalıydı.'' dedim boş şişeyi çardağın girişindeki çöpe atarken.

Berna'nın yanına oturduğumda kalem kutumu ahşap oturağın üzerine koydum. ''Kalemlik koleksiyonumuza yenisi eklendi. İnşallah daha da eklenmez. Sahi seninki nerede? Attın mı?'' Sağıma soluma kalemlik için bakınırken gözüme Berna'nın elindeki telefonlar çarptı. "Denemelerde sınavın son dakikasına kadar kalıyordun. Gerçek sınavda erkenden çıktın mı?"

Ben sınava birinci katta girerken o ikinci katta girmiştim bu yüzden çardağa benden önce varmasının sebebinin bundan dolayı olduğunu düşünmüştüm. Ama telefonlarımızı emanetçiden aldığına göre sınavın sonuna kadar kalmamıştı.

Ona hep ilk işaretlediği şıkkın doğru olduğunu, çözdüğü sorulara tekrar dönerse kafası karışacağını söylerdim ama beni dinleye dinleye gerçek sınavda mı dinlemişti?

Berna'dan konuşma bekliyordum ama o onu gördüğümden beri donuk bir ifadeyle ilkokuluna bakıyordu. Gözlerini kırpmasa bir balmumu heykelinin yanında havaya konuştuğumu düşünürdüm.

''Pişt.'' dedim Berna'yı dirseğimle dürtüp. Suratı mimiksiz olsa da sınavının kötü geçtiği mesajını haliyle almıştım. ''Her KPSS'mizden sonra sana ne diyorum? Üzüleceksek sonuçların açıklanacağı gün üzülelim.'' Benim mesai çok erken başlamıştı. ''Allah'tan ümit kesilmez. Beklediğimizden daha iyi gelebilir, bilemezsin.'' Berna beni yine duymazdan geldi.

BİR ZAMANLAR AŞIKTIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin