6.BÖLÜM

2K 134 16
                                    

6.BÖLÜM

Kulağımı tırmalayan telefon zil sesiyle uykumdan uyansam da gözlerimi geri kapattım çünkü sızlayışına bakılırsa uykumu alamamıştım.

Elimi yatağımın bitişiğindeki ders masamda telefonumu bulmak için birkaç kez gezdirdim ama elime kitaptan başka bir şey değmiyordu. Uyumadan önce telefonumu hemen yanı başıma koymuştum. Neden elime gelmiyordu ki? Başımı yastığıma gömüp homurdandım.

Tekrar gözlerimi açmadan önce elime kitaptan farklı bir şey değdi. Telefonum mu diye ufak bir sorgulama içerisindeyken elimin ayarını kaçırdım ve onu düşürdüm.

''Hih! Telefonum!'' Yüreğim hoplayarak yatağımda doğruldum.

Eğer kırıldıysa hayatıma Nokia 3310 ile devam etmek zorunda kalırdım. Neyse ki düşen telefonum değil, küçük kare şeklinde bir takı kutusuydu.

Telefonum ise hatırladığım gibi masamın kenarındaydı işte, neden elime gelmemişti? Aynı durumu şarj aletini fişe bakmadan takmaya çalışırken de yaşıyordum.

Bir elimle gözlerimi ovalarken ''Efendim, Berna.'' diyerek son saniyelerindeki aramayı cevapladım.

''Zehra, sen yeni mi uyandın?''

''Evet.'' Gözlerim yarı kapalıydı ve uyku akıyordu.

''Kütüphaneye gelmeyecek misin?''

''Geleceğim.'' dedim uyku sersemiyle.

''Geleceksin? Saat kaç, farkındasın, değil mi?''

Berna bir şeyler diyordu ama dinlemiyordum o yüzden ''Hı hı.'' deyip geçiştirdim. Uyumak istiyordum.

''Zehra!'' Berna'nın bağırması beni yatağımda sıçrattı. ''Resmen uyuyorsun.''

''Ya sabah sabah ne var, ne?'' dedim ağlamaklı sesle ve yatağıma devrildim. Yanağımın yastığa gömülüşü vücuduma huzur yaydı.

''Şimdi çıldıracağım. Uyku sersemliğinden algın kapalı.'' Berna'nın dışarıya sesli nefes verdiğini duydum. ''Ben duraktayım.''

''Tamam.'' dedim ama sonra kafamda parçaların birleşmesiyle gözlerim şak diye açıldı. Üzerimdeki pikeyi kaldırırken tekrar yatağımda doğrulmuştum. ''Durakta mısın? Saat kaç?'' Telefonu kulağımdan çekip saate baktım. ''Hih, Berna ben uyuyakalmışım.'' Alarmı defalarca ertelediğim hatıralar gözlerimin önünde belirmeye başladı.

''Günaydın.'' dedi Berna. ''Kanka kusura bakma ama seni bekleyemem. İki saatte hazırlanırsın.''

''Tamam, sen git.'' dedim yatağımdan kalkıp lavaboya yürürken. ''Ben bugün gelmeyeceğim.''

''Sen bilirsin ama sınava az kalmışken son zamanlarda çok boşladın.''

''Farkındayım.'' dedim. ''Olduğu kadar artık. Bugün ders çalışmak istemiyorum.'' Daha doğrusu zihnim çalışacak durumda değildi.

''Peki.'' Üstelemedi çünkü beni en iyi o anlıyordu.

Aramayı kapatıp telefonu aynanın önüne koydum. Çeşmeyi açıp suyu avuçladım ve yüzüme üç kez çarptım. Havluyla yüzümü kurularken aynada kendimi incelediğimde suratımın uykudan yeni uyanmış birine hiç benzemediğini fark ettim. Tam tersine günlerdir uyumamış biri gibi görünüyordum çünkü gözlerim kızarık haldeydi.

Berbat tipime daha fazla bakmaya katlanamadım ve aynanın önüne koyduğum telefonumu pijamamın cebine koyup odama doğru yol aldım.

Odama girdiğimde ilk işim başta telefonum sanıp ders masamdan düşürdüğüm, parkenin üstünde öylece kalakalan takı kutumu yerden kaldırmak oldu.

BİR ZAMANLAR AŞIKTIKWhere stories live. Discover now