21.BÖLÜM

2.6K 156 22
                                    

Her yeni bölüme geçtiğimde altından kalkamayacağımı sanıyorum ama Allah'a şükür yine buluştuk işte :)

Hikayeyi seviyorsanız bölümlere oylama yaparak destek olunuz ballar. Ve bu tutumu tüm yazarlara karşı uygulayınız, hayalet okuyucu olmayınız. Bir bölümü yazması gün değil, haftalar alıyor. Binbir emekle yazılmasına rağmen teşekkürü basitçe yıldıza basmak :)

Keyifli okumalar☁️

~

21.BÖLÜM

Kuvvetli bir mide kasılmasıyla tekrar öğürdüm. Sarı renkli acı sıvıyı, çömeldiğim klozete boşaltırken nefes kesintisinden telaşlanıp oturak kısmına sıkıca tutunmuştum. Midem boş olduğu için safra kusuyordum ve ağzımdan salya gibi sünerken nefes nefese başka bir öğürmeyi çaresizce bekledim. Allah'a şükür ki saniyeler hareketsiz geçti. Nihayet öğürmelerim durulmuştu.

Rahata ererek dizlerimin üzerindeyken popomun üzerine devrildim. Klozet kapağını indirdikten sonra sifona bastım. Banyonun içinde foşur foşur su sesi duyulduğunda alnımı klozet kapağını tutmakta olan elimin üzerine yaslayıp sakinleşmeye çalıştım. Ayağa kalkıp lavaboda ağzımın içini çalkalamam gerekiyordu ama acımsı tada rağmen yapmadım çünkü kasılmaktan mecalim kalmamıştı. Kusarken çok panikliyordum ve bu tüm kaslarımı sıkmama sebep olunca midem kasılan tek yer olmaktan çıkıyordu.

Alnımı yasladığım yerden başımı doğrultup boynumu kütlettim, kollarımı hareket ettirip kaslarımı gevşetmeye çalıştım. Klozetten destek alıp ayağa kalktığımda yüzüm ağzımdaki iğrenç tat yüzünden buruş buruştu.

Çeşmeyi aceleyle açtım; su son hızla lavaboya boşaldı. Ani refleksim sayesinde belden geri çekilince üzerime fazlaca su sıçramasından kurtulmuştum.

Çeşmeyi kısıp elimi sabunladıktan sonra avucuma su doldurup ağzımı çalkaladım. Tek seferde acımsı tat kaybolmadığı için bunu birkaç kez tekrar ettim. En son yüzümü, ensemi ve boynumu ıslatıp çeşmeyi kapattım. Havluyla yüzümü kurularken aynadaki yansımama bakıyordum. Gözlerim kıpkırmızıydı çünkü bağırsak ağrısı beni gece tatlı uykumdan uyandırarak dakikaları bana zehir ettirmişti. Ahmaktım, kusmayayım derken göz göre göre daha beter bir çukura iteklemiştim kendimi. Tecrübeyle sabit olarak biliyordum kusmayınca bağırsaklarıma vurduğunu. Biri elinde bıçakla bağırsaklarıma boydan boya çizik atıyordu sanki. Buna rağmen tercihim nasıl kusmaktan yana değil de bağırsak ağrısını çekmekten yana oldu? Kusmak berbat bir eylemdi ama en azından kısa sürüyordu, bağırsak ağrısı beni yarım saatten fazladır kıvrandırmıştı. Bir dahakine tercihim kesinlikle kusmaktan yana olacaktı ve mide bulantım varken kendimi zorla uyutmayacaktım. Bu kararımın kesinliği az önce ağzıma parmak sokup kendimi kusturmamdan anlaşılabilirdi.

Kendimi bilerek kusturmuştum çünkü asıl mide bulantısını pas geçmek beni odada gece gece kan ter içinde bırakmıştı. Ben de olası bir mide bulantısı daha varsa diye ve belki bağırsak ağrıma iyi gelir ümidiyle kendimi kusturmuştum; kusmaktan korkan biri için cesaret gerektiren bir hareketti.

İş işten geçtikten sonra ne fayda derler genelde ama banyodan çıkıp yatağa adımlarken kedilerin sese kulak dikleştirdiği gibi ben de bağırsaklarımda bir ağrı olup olmayacağına dikkat kesilmiştim. İşe yaramıştı sanki, bir sızı hissetmiyordum. Ama ya bu ağrının durulduğu anlardan biriyse ve birazdan yine başlarsa?

Yatağa bağdaş kurarak oturduğumda ağlamaklı sesler çıkardım. En başta kusasım varken kussaydım şimdi gecenin bir vakti uğraşmazdım. Ya da direkt sorunun köküne inecek olursam uçaktayken uyumadan önce bavulumdan şalımı çıkarıp üzerime örtseydim, klima çarpması yaşamayıp karnımı üşütmüş olmayacaktım.

BİR ZAMANLAR AŞIKTIKWhere stories live. Discover now