ÖZEL BÖLÜM 3

700 32 119
                                    

Odamdaki pencerenin açılmasıyla içeri serinlik girdi. Akşam ki sisli hava yerini parçalı bulutlu bir gökyüzüne bırakmıştı. Göz kapaklarımı zar zor araladım. Annem odama girmiş oraya buraya attığım kıyafetlerimi topluyor bir yandan da söyleniyordu.

"Anne, tam olarak uyanmamış olabilirim ama söylediklerini duyabiliyorum," dedim mırıldayan sesimle. Yüzümün yarısı yastığa tamamen gömülmüştü.

"Keşke duysan da şunları sepete atmayı öğrensen. Eşek kadar adamsın."

Yatağımın yanından geçerken kafama vurdu. Homurdandım. "Kalk hadi dana."

Annem odamdan çıktığında zorlana zorlana kalktım. Kollarımı açıp gerildim. Üzerimdeki tişörtü çıkarıp yatağın üstüne attım. Annem görmesin diye de yorganı üstüne attım.

Ayaklarımı sürüye sürüye mutfağa geçtim. Hazır olan kahvaltı masasına baktım. Acıkmıştım. Tabaktaki salatalıklardan bir tane ağzıma attım.

Kapı çaldı. İçeri kulak verdim. Annem çıkmış olabilirdi. Üzerimde bir şey olmamasını umursamadan kapıyı açtım. Çelik kapı aralandığında bir çift kahverengi gözle buluştum. Uzun boylu, zayıf bir kızdı. Turuncu kıvırcık saçlarını düzeltti. Elinde bir tabakla bana bakıyordu.

"Ş-şey, bunu size getirmiştim." Elindeki poğaça tabağını bana uzattı. Gözleri bir üzerimde bir yüzümdeydi.

"Teşekkürler de, siz kimsiniz?" Soruma karşılık yutkundu. Utangaç tavrına aldırış etmedim. Karşısında böyle durmam hoş değildi. Ancak burası da benim evimdi.

"Üst komşunuzum. Ekin ben," Pembe ojeli elini uzattı. Bir elim kapıyı tutuyor, diğer elimde tabak vardı. Kafamı sallamakla yetindim.

"Ekin'ciğim günaydın. Gelsene içeri." Annemin sözleri kulağıma doldu. Arkamdan gelmişti. Annem bu kızı tanıyor olmalıydı.

"Ben rahatsız etmeyeyim," Ekin mahcupca ellerini birleştirdi. Kafa sallayarak kapıyı kapatmaya yeltendim ancak annem önüme geçti.

"Gel kızım gel, annen de gelsin kahvaltı yapalım."

*

Kahvaltıyı bitirdikten sonra salona geçtik. Ekin ve annesiyle uzun zamandır annem tanışıyormuş. Ben eve akşamdan akşama geldiğimden hiç kimseyi tanımıyordum.

"Pamir de endüstri mühendisliği okuyor. Üçüncü sınıfta şu an."

Annemin verdiği gereksiz bilgi üzerine uzun bir muhabbet döndü. Ekin'in gözlerini sürekli üzerimde hissediyordum. Odada geçen konuşmaya dahil olmak istemiyordum. Sahra gelecekti, onu bekliyordum ve gözüm hep saatteydi.

"Anne, Sahra gelecekti. Ben odama geçsem," Sonlara doğru kısılan annem gülümsedi. Komşularımıza doğru döndüğünde Ekin'le göz göze geldim. Bu kız ne diye hep bana bakıyordu?

"Sahra, Pamir'in kız arkadaşı," Annem anlatmaya devam ederken odama gittim. Saçımı başımı düzelttim.

*

"Bebeğim benim ne suçum var tam olarak? Delireceğim şimdi çok az kaldı." diye fısıldadım Sahra'ya.

Ekin sürekli bölümümle ya da üniversitemle alakalı bir şeyler soruyordu. Annem ve misafirin mutfağa gitmesiyle odada üçümüz tek kalmıştık.

Benim kısa cevaplarıma rağmen Ekin asla pes etmiyor, Sahra da beni cimciklemekten vazgeçmiyordu. Ekin belki de kötü niyetli değildi ancak Sahra bunu yanlış algılıyordu.

"Aşkım, biz dışarı mı çıksak ya?" Sahra eliyle dizimi sıktı. Koltukta birbirimizi hiç görmemişiz gibi dip dibe oturmuştuk.

*

VAVEYLA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now