4. Bölüm

20.2K 666 376
                                    

Multimedya: Duru

"Ben senin değilim!" diyerek hızlıca göğsünden ittirdiğimde birkaç adım sendeledi ve yüzünü buruşturdu. Sanırım göğsündeki yarasına baskı yapmıştım, beyaz gömleği kana bulanmıştı ve canı acımıştı.

Gömleğinin içinde oluk oluk kanlar akarken ne yapacağımı bilemedim ve boynumdaki fuları çıkarıp göğsüne tampon yaptım. Konuşamayacak durumdaydı.

"Tut bunu, geliyorum." diyerek elini alıp fuların üstüne koydum. Koşarak banyoya gittim. Havlu ve ilk yardım malzemelerini aldım.
Salona geldiğimde koltuğa oturmuş, geri yaslanmıştı.

Fuları çektim ve gömleğinin düğmelerini açtım.

"Bırak! İstemiyorum!" dedi her zamanki düz ifadesiyle. Canın yanıyor işte, kime artistlik yapıyorsun?

"Dikişlerin açılmış olabilir. Bakmam gerekiyor."

Az önce beni duvardan duvara savuran, hayatımı mahveden adama yardım ediyordum. Meslek aşkı mıydı, yoksa merhamet duygusu muydu? Elbette merhametti. Onda olmasa bile bende merhamet duygusu vardı.

Dikişleri açılmamıştı, ama açılmak üzereydi. Temizleyip sargı beziyle kapattım. Kafamı kaldırdığımda bana baktığını gördüm.

"Niye yardım ediyorsun? Bunu fırsat bilip odaya çıkabilirdin."

"Beni kendinle karıştırma."

Pansuman malzemelerini toplayıp banyoya bıraktım ve başka bir odaya gittim. Elbiseyi çıkarıp kendi pantolon ve kazağımı giydim. Saat gece yarısına geliyordu.
Dayanamayıp gözlerimi kapattım.

~

Sabah güneş ışığının gözüme çarpmasıyla uyandım. Kirpiklerimi kırpıştırdım ve yatakta doğruldum. Saate baktığımda 11'e geliyordu. Sonra gözüm tekli koltuğun üstündeki valize takıldı.

Valize baktığımda kadın kıyafetleri vardı. Benim için miydi? Valize uzanacakken kapım tıklatıldı.

"Gel!"

İçeri bir koruma girdi. "Bu kıyafetler sizin." dedi valizi gösterek. Sonra elindeki tepsiyi verdi. "Bu da kahvaltınız."

Kafamı salladım. Koruma çıktığında tepsiyi yatağın üstüne koydum. Üzerime baktığımda kıyafetlerim kirlenmişti ve banyo yapmam gerekiyordu. Bu odada banyo vardı. Valizden rastgele bir kıyafet aldım ve sıcak suyun altına girdim.

Banyo yaptıktan sonra kahvaltıdan birkaç lokma yedim ve tepsiyi mutfağa götürmek için aşağı indim.

Mutfağa girdiğimde salondan sesler geliyordu.

"Abi, lütfen ya. Bir kere göreyim."

"Duru."

Salona girdiğimde genç kız hemen bana döndü.

"İnanmıyorum! Sen o kızsın! Ne kadar güzelsin!" diyerek yanıma geldi ve bana sarıldı.

"Merhaba." dedim.

"Duru ben. Savaş ve Rüzgar benim abilerim olur."

"Anladım, ben de Alya."

"Tanıştığıma memnun oldum."

"Ben de."

Savaş'ın telefonu çaldı ve bizden uzaklaştı. Duru ise kolumdan tuttu.

"Yukarı çıkalım mı? Belki konuşmak istersin."

Kafamı salladım ve onu kaldığım odaya götürdüm. Yatağa oturduk. Buraya geliş hikayemi biliyordu.

"Sıkılıyorsun değil mi?"

VAVEYLA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now