42. Bölüm

7K 312 191
                                    

"Deniz, hadi güzelim seç artık birini," diyerek söylendi Rüzgar. Bizde Savaş'la kıkırdadık.

"Ya dur bir dakika, çok kararsız kaldım." Deniz'in konuşmasıyla Rüzgar gözlerini devirdi. Savaş hafif bir tebessüm ediyor, ben gülüyordum.

"Aşkım alt tarafı davetiye. Seç artık birini. Zaten okuduktan sonra çöpe basacaklar," diyerek omuzlarını kaldırdı Rüzgar.

Deniz ve Rüzgar evleneceklerdi. 1 ay sonraya nikah günü almıştık. Bugün de alışveriş yapıyorduk.

"Olmaz öyle. Güzel bir şey olsun," dedi Deniz elindeki iki davetiyeye bakarak. Sonra bana döndü. "Sence hangisi olsun?"

"Şu çok şık duruyor," diyerek grili beyazlı bir davetiyeyi gösterdim. Kafasını salladı.

"Bencede. Tamam bu olsun," dedi Rüzgar'a.

"Şükürler olsun yarabbim." Rüzgar elleriyle yüzünü kapattığında güldük.

Nihayet birkaç şeyi daha hallettiğimizde Rüzgar ve Deniz gelinlik provası için gittiler. Bizde Savaş'la mağazaları dolaşıyorduk.

El ele yürürken gözüme bir şey takıldı ve Savaş'ı biraz çekiştirdim. Girdiğimiz çocuk mağazısında askıda duran minik çorapları elime aldım. Baş parmağımla biraz okşadım ve tebessüm ettim. Gözlerim dolduğunda Savaş'ın elini belimde, çenesini de sırtımda hissettim.

"Bunlar çok güzel." Gözyaşlarımı geri gönderip gülümsediğimde Savaş'a baktım. Ardından çorapları askıya asacakken Savaş elini elimin üstüne koydu.

"Alalım mı bunları?"

Savaş'ın dediğiyle gözlerimin içi güldü. İçimdeki kıpırtıya engel olamadım.

"Evet alalım." Savaş gülerek saçımdan öptü. Ardından kasaya gittik.

Kendimizi eve attığımızda Deniz ve Rüzgar ortalıkta yoktu. Belki de gelmemişlerdi.

Salona gidip oturduğumda Savaş da ceketini çıkarıp gelmişti.

"Eveet, benim güzelim acıktı mı?" diyerek yanıma geldi.

"Evet çok acıktım," dedim gülerek. "Hadi o zaman doyuralım seni."

Birlikte ayaklandığımızda mutfağa doğru gittik.

"Şefim bugünkü menümüz nedir?" dediğimde Savaş gülerek elini saçına attı.

"Menemen," diyerek iki elini havaya kaldırdı.

"Süper," diyerek güldüğümde dolaptan biberleri ve domatesleri çıkardı. Güzelce yıkadıktan sonra biberleri  doğramaya başladı.

"Güzelim sen domatesleri doğra." Kafamı sallayıp domatesleri doğramaya başladım. Bitirmeye yakınken soğanları ve biberleri kavurmaya başlamıştı Savaş.

Menemen tamamen olduğunda güzel bir sofra hazırladık. Deniz ve Rüzgar da o sırada geldiğinde hepimiz oturduk.

Akşam olduğunda Duru geldi. Babasıyla yaşıyordu. Rüzgar ve Deniz evlendikten sonra ayrı bir eve taşınacaklardı. İşte o zaman bu kocaman evde ikimiz kalacaktık.

Savaş ve Rüzgar düğünle ilgili birkaç hazırlık için çalışma odasına çıkmışlardı. Bizde salonda oturuyorduk.

"Düğünde Yiğit'le dans etmek istiyordum ya," diye sızlandı Duru.

"Kızım söylemedin ki abinlere sevgili olduğunuzu," dedi Deniz. Duru kafasını salladı.

"Yakın arkadaşları, bir şey derler diye çekiniyorum."

VAVEYLA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now