40. Bölüm

7.8K 291 155
                                    

Arkadaşlar kıyamet kopcak gibi ölmeden bölüm atayım dedim ösçlsşfkrkeçslrlfeçs

"Evet gençler, kayak yapmanın ilk kuralı-"

"Savaş, insanları rahat bırak Allah aşkına," diyerek sözünü kestim. Kahvaltıyı yaptığımız gibi hepimizi kaldırıp kayak yapalım diye tutturmuştu.

"Ama hayatım ben takımın lideriyim," dediğinde gözlerimi devirdim.

"Sen lider değilsin Savaş tamam mı? Lider değilsin. Beni çıldırtmak mı istiyorsun?" dediğimde dil çıkardı. Ardından topluluğa döndü. Topluluk dediğime bakmayın, sadece Aleyna ve Duru var. Rüzgar ve Deniz otelde kaldılar. 

"Ya abi, biz şurada fotoğraf falan çekileceğiz. Siz ne yapıyorsanız yapın," dedi Duru. Savaş biraz etrafına bakındı ardından kızlara döndü.

"İyi tamam gidin, ama sakın uzaklaşmayın. Telefon zor çekiyor. Kaybolmayın."

"Tamam merak etme."

Kızlar yanımızdan uzaklaştığında Savaş belimden tutup kendine çekti.

"Güzelim," diye kulağıma fısıldadığında biraz utandım.

"Hm?"

"Bak şurası çok sessiz bir yere benziyor. Ne dersin?" diyerek göz kırptı. Gösterdiği yere baktığımda ağaçların arkasında çukur bir yerdi.

"Oha Savaş oha! Ortalık yerde tövbe yarabbim ya."

Savaş güldüğünde boynuna bir öpücük kondurdum. Ondan uzaklaşıp yerden bir avuç kar aldım ve üstüne attım.

Bir adım gerilemek zorunda kaldı ve afalladı. Bende geri gittim ve gülmeye başladım.

"Ne yaptın sen?" dedi şok olmuş bir şekilde. Kıkırdadım. "Hiiç. Hiçbir şey yapmadım."

"Bittin kızım sen," diyerek yerden avucunu dolduracak kadar kar aldı ve üzerime attı. Refleksle arkamı döndüm.

Kahkaha atmaya başlamıştık ve deli gibi birbirimize kar atıyorduk. Kısa bir süre sonra Savaş üzerime doğru gelmeye başladı. O geldikçe ben geri adımlıyordum.

Ardından adımlarımız hızlandı ve ben kaçmaya başladım. O da kovalıyordu. En sonunda belimden yakaladı ve birlikte karın üstüne yattık. Gülüyorduk. Onunla çok eğleniyordum.

Bir anda karnıma giren krampla yüzüm düştü. Savaş endişeyle yüzüme baktı.

"Ne oldu? İyi misin?" dediğinde ellerimle karnımı bastırdım. "İyiyim, hızlı hareket ettim ya kramp girdi."

"Hastaneye gidelim mi?" dediğinde elinden tutup kalktım ve onu da kaldırdım.

"Gerek yok geçti. Hadi otele geri dönelim ben çok üşüdüm." Kafasını salladı. Elimi tuttuktan sonra gözü ileriye takıldı.

"Ne oldu?" dedim bende onun baktığı tarafa bakarak.

"Liseden arkadaşım Gökhan, onu gördüm," dedi ilerideki mavi montlu adamı gösterek. Kucağında küçük bir erkek çocuğuyla duruyordu.

"Yanına gideceğim, sende gelmek ister misin?"

"Ben çok üşüdüm ya. Kızları da alıp içeri geçeyim," dediğimde kafasını salladı. "Tamam güzelim."

Karın üstünde bata çıka yürüyüp kızların yanına gittim. Ardından otele girdik ve üstümüzü değiştirdik. Rüzgar ve Deniz'in yanına lobiye indiğimizde Savaş hâlâ gelmemişti. Muhabbeti uzun sürmüştür diye düşünmüştüm.

VAVEYLA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin