36. Bölüm

10.7K 359 168
                                    

Sabah gözüme giren güneş ışığıyla değilde, Savaş'ın küfür senfonileriyle uyandım. Kendisi bu konuda kimsenin eline su dökemezdi!

"Eğer önemsiz bir şey için aradıysan kendi kafana kendin sık Necmi. Yoksa ben mermiyi götünden sokacağım."

Arkamı dönüp Savaş'a baktım. Telefon çalmıştı ve saat erken olduğu için sinirliydi.

"Kapat lan kapat!" dedi ve telefonu komodinin üstüne koydu. "Orospunun fırlattığı." diye mırıldandı kendi kendine.

"Sanada günaydın Savaş." dediğimde bana baktı ve güldü.

"Günaydın bitanem." dedi ve çıplak göğsüne çekti beni. Saçıma küçük bir öpücük kondurduğunda bende tebessüm ettim.

"Dün gece-"

"Savaş sus! Dün gece ile ilgili konuşmak yasak."

"Niye," dedi kafasını geri çekerek. "Utanıyor musun benden?"

"Utanmak değil de."

"Ne o zaman? Dün gece pek utangaç değildin ama?" dedi. "Savaaaaşş!!" diyerek beni taklit etti.

"Pislik." diyerek vurdum koluna.

"Ne var? Öyle bağırdın."

"Tamam ya! Kapatalım konuyu!"

Tekrar bana sıkıca sarılıp alnımdan öptü. "Kahvaltı hazırla kadın. Acıktım." deyince gözlerimi devirdim. Romantikliği 5 saniye falan sürüyordu.

"Normalde senin hazırlaman gerekmez mi? Böyle tepsiye koyacaksın, ufak bir vazoya da çiçek koyacaksın. Oh, mis!"

"Çiçek miçek delikanlıyı bozar." dediğinde güldüm. "Bozmasaydı da sen hazırlamazdın zaten." dedim ve yatakta doğruldum. Yatağın ucunda duran Savaş'ın tişörtünü üzerime geçirdim.

"Sende uyuma bak, kalk duş al. Kahvaltıdan sonra bende gireceğim."

"İstersen yardım edebilirim?" dediğinde dilimi çıkardım. O da kaslı kollarını kafasını koyduğu yastığa sardı ve gözlerini kapattı.

Kettle'a su koyduktan sonra kahvaltılıkları çıkarmaya başladım. Hepsini masaya koyduktan sonra krep yapmak için malzemeleri çıkardım. Haşlanması için de iki yumurtayı suya koydum. Su kaynağında çayı demledim ve krebi yapmaya başladım.

Savaş mutfağa girdi. Arkamdan geçerken popoma bir şaplak attı ve masaya oturdu.

"Ne yapıyorsun ya?" dedim sahte bir sinirle.

"Popona vuruyorum. Dayanamadım." dedi ve gülerek ağzına bir salatalık attı.

Krepler tamamen hazır olduğunda masaya koydum. Yumurtaların kabuğunu soydum ve bir tanesini kendimin, birini de Savaş'ın önüne koydum.

"Güzelim eline sağlık da, böyle olmaz."

"Nasıl olmaz?"

"Ben 1 tane yumurtayla doymam."

"Oha Savaş öküz müsün sen?"

"Ne yapayım doymuyorum." Gözlerimi devirdim. Ardından kendi yumurtamı alıp onun tabağına koydum. "Al benimkini de ye."

"Sağol." dedi ve güldü. Allah'ım delireceğim!

"Savaş geri verirsin sanmıştım!"

"Hayatım sana verirsem nasıl doyacağım ben?"

"Koca göbeğinden ayaklarını göremiyorsun. Az ye!" dedim ve yumurtamı geri aldım.

"Çirkef seni!" dedi bana. Bende ona dil çıkardım.

VAVEYLA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now