16. Bölüm

15.1K 559 255
                                    

Bir hafta sonra...

Yine güzel bir sabaha uyandım. Geçtiğimiz bir hafta içerisinde Savaş'la ufak tefek atışmalar dışında hiç kavga etmemiştik.

Ben onu kızdırmıyordum. O da fazla üzerime gelmiyordu. Bana yaptıklarını hâlâ unutmamıştım ama içimde ona beslediğim duygudan da emin değildim.

Aşık değildim, ama bazı yaptığı şeyler içimin kıpır kıpır olmasını sağlıyordu.

"Alya."

Odadaki camın önündeki çiçeği sularken Savaş seslenmişti. Elimdeki ibriği bırakıp ona döndüm.

"Efendim?"

"Akşama aile yemeği var unutma. Ben şimdi çıkıyorum, birkaç saate dönerim."

"Tamam."

"Uslu dur."

Dışarı çıkmama izin veriyor ama emir yağdırmayı da unutmuyordu elbette. Hâlâ kaçacağımı düşünüyordu. Oysaki öyle bir niyetim yoktu. Gidecek bir yerim yoktu. 3 gün önce oturduğum binanın depreme dayanıklı olmadığından yıkıldığını söylemişti Savaş. Birkaç eşyamıda depoya kapatmıştı. O yüzden buradaki tek kalabileceğim yer burasıydı.

"Alya abla."

Duru'nun odaya girmesiyle kafamdaki düşünceleri bir kenara bırakıp ona döndüm.

"Hoşgeldin güzellik. Nereden böyle? Evden gelmiyorsun sanırım."

"Arkadaşlarımla buluşmuştum. Eve gitmeden sana bir uğrayayım dedim. Keşke sizde bizle kalsanız."

"Abin dağ ayısı olduğu için şehir pek ona göre değil. Bu dağ başında gençliğimi çürütmenin peşinde." dediğimde Duru kıkırdadı.

"Bak ne diyeceğim, akşama ne giyeceksin?"

"Bir de o vardı değil mi? Giyerim bir elbise işte."

"Arslan'ların ilk gelinisin sen. Süslen püslende elaleme hava atalım. Deniz ablaya da aynısını söyledim."

"Abin neye izin verirse onu giyeceğim. Beni bırakta, sen ne giyeceksin?"

"Ayy hiç bilmiyorum. Yiğit'de gelecek. Ne giyeceğim ben?"

"Bir dünya elbisen var Duru. Sana yakışacak ve yemeğe uygun bir şey tercih edebilirsin. Fazla abartılı olursan göze batarsın."

"Haklısın. Neyse ben gideyim artık. Şimdiden giyeceklerimi hazırlayayım."

"Tamam canım, akşama görüşürüz."

Duru gittikten sonra dolabıma göz attım. Savaş benim için birkaç parça getirtmişti. Ama içlerinden en çok siyah bir tulum beğenmiştim. Dolaptan çıkarıp tulumu üzerime tuttum ve aynanın karşısına geçtim. Yakası biraz açık olduğu için Savaş'ın izin vermeyeceğini biliyordum. Ama çok beğenmiştim.

"Onu mu giyeceksin?"

Savaş'ın sesiyle arkamı döndüm.

"Öyle bakıyordum sadece. Zaten yakası açık. Üstümde parçalamanı istiyorum."

"İstiyorsan giy."

Kıyafeti dolaba koyacakken Savaş'ın sesiyle durdum ve gözlerimi kocaman açtım.

"Ne?"

"İkiletme ufaklık. Giyeceksen giy."

"Ama sen izin vermezdin?"

"Şimdi veriyorum. Fikrimi değiştirmeden..."

"Tamam tamam." Kocaman gülümseyerek tulumu yatağa bıraktım.

VAVEYLA (TAMAMLANDI)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang