13. Bölüm

15.2K 513 232
                                    

Multimedya : Yiğit

Çaresizliği anlatan en iyi şiir susmaktır. Sanmayın susmak asalettendir. Sanmayın en büyük cevaptır. Eğer bir insan susuyorsa, gerçekten çaresiz ve sefildir.

Ben de öyleydim. Susuyordum.

"Gelin hanım, cevabınız?" Nikah memurunun sorduğu soruyla kendime geldim. Savaş'a baktığımda benden istediği cevabı bekliyordu.

Hızla masadan kalktım ve ilk bulduğum odaya girdim. Savaş'ın çalışma odasıydı. Hemen ardımdan Savaş girdi ve kapıyı sertçe kapattı.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen!"

"İstemiyorum!"

"Evleneceksin!"

Belinden çıkardığı silahı alnıma dayadı.

"Ya gider o masaya oturur evet dersin, ya da gözünün yaşına bakmadan öldürürüm seni."

"Yapamazsın."

"Emin misin? Daha önce farklı yöntemler denemiştim."

"Senden nefret ediyorum!"

"Olur öyle şeyler. Ara sıra bana da oluyor. Yürü şimdi."

Silahı beline koydu ve kolumdan tutup masaya götürdü.

"Gelin hanım kararsızsanız niye oturdunuz masaya? Zaman kaybediyorum ben. Yetişmem gereken bir sürü nikah var benim." dedi yüksek bir sesle.

"Sen kime bağırıyorsun lan?"

Savaş konuya dahil olduğunda hemen ona döndüm.

"Sakin."

Nikah memuru boğazını temizledi ve söze girdi.

"Alya Demir. Savaş Arslan'ı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

"Evet." dedim kendimin bile zor duyduğum sesimle.

"Bende sizi karı koca ilan ediyorum."

Salondaki herkes alkışlarken ben öylece duruyordum. Yüzümde en ufak bir tebessüm yoktu.

Defter önüme geldiğinde kalemi aldım ve yavaşça imzamı attım. Savaş'ta imzalayınca nikah memuru bana aile cüzdanını verdi.

"Al. Çeyizine koyarsın." dedim fısıldayarak. Aile cüzdanını eline tutuşturdum.

"Gelini öpebilirsiniz."

Savaş kalktı. Bende kalktım. Beni öpmesini istemiyordum. O ise hiç umursamadan alnımdan öptü.

Nikah memuru gittiğinde misafirlerle ufak bir kokteyl misali salondaydık. Savaş bir köşede Rüzgar ve babasıyla konuşurken Deniz, Duru ve ben bir masadaydık.

"Sen iyi misin? Masada çekip gittin birden. Solgun görünüyorsun." dedi Deniz.

"Hastayım biraz. Midem kötü oldu da, ondan dolayı kalktım."

Normalde asla yalan söylemeyen ben, şimdi yalan üzerine bir hayat kurmuştum.

"Yenge."

"Duru, yenge demesen? Abla desen olmaz mı?"

"Haa, sen kendini yaşlı mı hissediyorsun yoksa?" dedi kıkırdayarak.

Burukça gülümsedim. "Hı hı."

"Tamam o zaman. Alya abla. Biz sana kına gecesi yapmadık."

"Eee nolmuş yani?"

"Nasıl ne olmuş yani? Kınasız gelin olur mu hiç?"

VAVEYLA (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora