33. Bölüm

10.7K 389 73
                                    

Arabaya atladığımız gibi hastaneye doğru gitmeye başladık. Savaş arabayı deli gibi kullanıyordu.

Asfaltta arabalara makas atarak en son hızda gidiyordu. Bir an arabada sarsıntı oldu.

"Savaş! Kaza yapacaksın!" dediğimde çok az da olsa yavaşladı.

Nihayet hastaneye geldiğimizde arabadan indiğimiz gibi koşmaya başladık.

Danışmaya sorduğumuzda Rüzgar'ın yoğun bakımda, Deniz'in ise halâ ameliyatta olduğunu öğrenmiştik.

Yoğun bakıma çıktığımızda doktor yanıma geldi.

"Rüzgar Arslan'ın yakını mısınız?"

"Abisiyim ben. Durumu nasıl?"

"Hayati tehlikesi yok. Sadece sağ köprücük kemiğinde ufak bir çatlak var. Ama iç kanama riski olabilir diye yoğun bakımda tutuyoruz. 24 saat tutacağız, sonra normal odaya alınacak."

"Peki iç kanama riski ne kadar?" diye sordum.

"%10 gibi düşük bir oran. Sadece önlem amaçlı tutuyoruz. Dilerseniz kısa süreli olmak şartıyla görebilirsiniz." dediğinde kafamızı salladık ve yoğun bakıma girdik.

Rüzgar'ın gözleri kapalıydı. Kısa bir süre sonra uyandı.

"İyi misin?" diye sordu telaşla Savaş. Sağ kolu sargıda olduğundan sol kolunu okşadı yavaşça.

"İyiyim." dedi kısık bir sesle. Ardından birden telaşlandı.

"Deniz! Deniz nerde? İyi mi?" diyerek kalkmaya çalıştı. Savaş anında tuttu.

"Sakin ol aslanım, ameliyatta."

"İyi mi abi? Bir şey söyleyin."

"Tam olarak bilmiyoruz ama iyidir elbette." dedim içini rahatlatacak sakin bir tonda.

"Artık çıkmanız gerekiyor, hastamızın dinlenmesi lazım." diyerek içeri girdi bir hemşire. Kafamızı salladık ve çıktık odadan.

Ameliyathaneden çıkan doktorun yanına gittik.

"Durumu nasıl?" diye sordu Savaş.

"Şimdilik bir şey demek doğru olmaz."

"Ne demek doğru olmaz lan!" diyerek yakasına yapıştı doktorun.

Kollarından tutup durdurmaya çalıştım.

"Beyefendi! Güvenliği çağıracağım!"

Savaş'ın kollarını nihayet çektiğimde doktor yakasını düzeltti.

"Siz eşimin kusuruna bakmayın lütfen."

Savaş'a bir bakış atıp tekrar gözlerini bana çevirdi.

"Hastamız için bir şey söylemek çok erken şimdilik. Meslektaşlarımın hepsi elinden geleni yapıyor. Gerisi Allah'a ve Deniz hanıma kalmış. Siz de dualarınızı eksik etmeyin."

Doktor yanımızdan gittiğinde gözlerimin dolduğunu farkettim.

"Sakın Deniz, sakın kardeşime bunu yapma." diye fısıldadı Savaş.

"Şşş, öyle bir şey olmayacak." dedim ve sarıldım ona. Bu durumda kendimi düşünecek değildim.

~

Ameliyathanenin önünde bekliyorduk. Zaten Rüzgar'ı göstermiyorlardı.
Yanımda oturan Savaş'ın tişörtüne daldı gözlerim. Kan olmuştu.

"Savaş!" diyerek kolundan tuttum.

Bana şaşkınca bakınca gözlerimle yarasını gösterdim.

"Sen pansuman yapmıyor musun?" dediğimde kafasını iki yana salladı.

VAVEYLA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now