First time

138 12 24
                                    

Gözlerimi araladığımda sandığımın aksine herşeyi hatırlıyordum ve gördüğüm saniyelik manzarayla korktuğum şeyin olmadığını anladım.

Louis ellerini saçlarıma geçirmiş beni uyandırmaya çalışıyordu. Tabii gözlerimi araladığımı farketmesiyle elini çekmesi bir olmuştu.

Olduğu yerde dikleşerek, "Nasıl hissediyorsun?" diye sorması az önce saçlarımla oynamasının gerçekliğini sorgulatmıştı. Belki de zaten gerçek değildi.

"Korktuğumdan daha iyi."

Kapıya doğru ilerleyip tekrar bana döndü.

"Gelen Aiden değildi ve tek istediği seni korkutmak olduğundan bir süre burada kalıyorsun. Bunu yapmaya devam edecektir."

Buna gerek olmadığını söyleyeceğim sırada odadan çıkarak beni odada tek bıraktı. Hemen yanımdaki komodinde duran telefonumu farkettim. Hemen Liam ve Niall'a durumu özetleyen bir mesaj ve iyi olduğumu, endişelenmemeleri gerektiğini belirten bir mesaj atarak telefonu kapattım.

Yataktan çıkmak için hamle yapacaktım ki altımda sadece boxerım ve üstümde de bana ait olmayan beyaz tişörtü farkettim.
Hissettiğim sıcaklıkla kızardığımı anladım.

Ayağa kalktığımda neyse ki tişört uzun olduğundan boxerımı kapatıyordu. Her yerde pantolonumu aradım ama bulamadığımdan mecburen tişörtü aşağı çekiştirerek aşağı indim. Odadan çıkar çıkmaz salonda kahve içen Louis'yi gördüm.

Merdivenlere daha adımımı atmamıştım ki Louis'nin, "Sakın bu şekilde buraya gelmeyi düşünme bile. Sağdan ikinci dolapta eşofmanlar var." diye kükremesiyle tekrar odaya girip bulduğum siyah eşofmanı altıma geçirdim. Uzun olmuştu ama yine de idare edebilirdim.

Odadaki lavaboya girdiğimde saçıma şekil verip elimi yüzümü yıkadıktan sonra, Louis kokulu odadan çıkıp tekrar aşağı inecekken evdeki adamı farketmemle az önce beni o şekilde aşağı indirmediği için Louis'ye minnettar olmuştum.

Adam beni farketmeden merdivenlerin yanındaki kapıdan çıkıp gittiğinde ben de aşağı inip Louis'nin oturduğu koltuğun arkasında durdum.

Az önce yaptığı güzeldi ama bağırması beni ürkütmüştü.
"O zaman altımı çıkarmasaydın!"

"Açsan eğer mutfakta birşeyler yapabilirsin ya da kapının yanındaki telefondan istediğini söyle. Telefondan sadece dışarıdaki korumalar ulaşabilirsin."

Bu adamın misafirperverliği beni gerçekten çok etkilemişti.

"Niall ve Liam ile buluşabilir miyim?"

Konuştuğumuz süre boyunca ilk defa kafasını şömineden ayırıp bana ciddi misin? bakışları attı.

"Telefonunu kullanmadığını söyle."

Kaşlarımı kaldırıp havaya bakmaya başladığımda derin bir nefes alarak ayağa kalktı. Mavi gözlerini gözlerime diktiğinde nefesimi tuttum.

"S-sadece mesaj attım ve tekrar kapattım."
Bakışlarının hedefiyken sadece kekelediğim için mutluydum.

"Telefonunu getir."

Hızlıca yukarı çıkıp telefonu kaptığım gibi aşağı inip Louis'ye verdim. Telefonu bir saniye düşünmeden şöminenin yanan ateşine attığında ona deliymiş gibi bakmaktan kendimi alıkoyamadım.

"Biraz abartmıyor musun?" Mavilerini tekrar yeşillerime dikti. "S-sanki?"

"Sana neler yapabilecekleri hakkında en ufak bir fikrin bile yok. Sadece sen değil ben ve Zayn'de bu tehlikenin içindeyiz."

Two hearts in one home | LarryWhere stories live. Discover now