Let's just hug

112 15 1
                                    

Sabah gelen Zayn'le, Louis'nin dün geceyle ilgili birşey hatırlamadığını öğrenmiştim. Hareketleri de kendinde olmadığını ele veriyordu zaten. Bunun rahatlığı ve aynı zamanda da nedenini anlamadığım sinirle Josh'un çalıştığı kafeye gelmiştik. Uzun zamandır görmedikleri için Niall ve Liam buraya geldiklerinde buradakiler sürekli beni soruyorlardı ve biraz daha görünmezsem kurcalamaya başlayacaklardı.

Louis'nin yarasından dolayı gelmemek için çok çaba göstermiştim ama birşey olmadığını söyleyip durmuştu. Otururken bile yüzünde herhangi bir ifade yakalamak için onu izlemiştim. Yok gibi davranıyordu ama biliyordum, vardı ve hatta dün gece elim üzerindeydi.

Ben her zaman oturduğum cam kenarındaki masaya yerleştiğimde hala ayaktaydı.

"Ne istersin?" Niall'ın yaptığı saçma süt şakası aklıma gelince,"Milkshake," dedim, gülümseyerek. Çocuk gibi görünmek istemiyordum ama artık çok geçti.

Josh gözlerini kapatmış, elleriyle birşey kokluyormuş gibi hareketler yaparak kafenin arkasından içeri girdi. "Burada!" gözleri hala kapalı bize doğru yavaşça geliyordu. "Bu koku..." Önümüzde durduğunda, hala gülerek onu izliyordum. Gözlerini açar açmaz neredeyse üzerime atladı."HARRY!"

Herkes bize döndüğünde Louis kaşlarını çattı ama birşey söylemedi.

"Niall seni benden kıskanıp eve kilitledi sandım!" gülerken aynı zamanda kollarımı ondan ayırdım.
Benden ayrılıp Louis'ye döndüğünde Louis'de ona baktı. "Josh. Tanıştığıma memnun oldum." Josh elini uzattığında tutup sıktı. "Louis. Louis Tomlinson." Yanıma otururken gözleri hala Louis'deydi.

"Biliyorum," Ben nereden bildiğini ya da nereden tanıdığını düşünürken daha yeni hatırlamış gibi bir anda konuşmaya başladı. "Dün Niall ve Liam geldi," Elini kalbine koyarak gözlerini olabildiğince açarak konuştu. "Liam'ın sevgilisi," Yalandan iç çekti.

"Tanrım, o ne adam..." Tekrar bana döndüğünde, söyleyeceği şeyden korktuğumu belli ederek ona bakıyordum. Anlamış gibi anında yüzündeki ifadeyi değiştirdi. "Liam'ı öyle görmek güzel."

Üçümüz de aslında söyleyeceği şeyin bu olmadığını çok iyi bilsek de, "acaba hangisini söylese daha çok utanırım?" isimli, kafamda kurduğum cümlelerden birini söylememesiyle abartılı şekilde onu onayladım.

"Louis Zayn'in arkadaşı," Ne kadar yakın olduklarını ve onun yanında Zayn konusunu bir daha açmamasını belli etmek için, "Niall ve Liam'la olduğum gibi," diyerek belirttiğimde, elini kalbine koyup Niall gibi hareketler yapmaya başladı. "Niall bunları ezberletip gönderiyor değil mi?" Tekrar gülmeye başlarken Josh kadar yakın olmasak da uzun süredir tanıdığım, burada çalışan birkaç tanıdık yüz arka taraftan geldi. Hepsi klasik konuşmalar ve şakalarını tamamladıktan sonra tekrar gittiler.

"Niall'dan hoşlandığını düşünmeye başlayacağım." Hızla bana döndüğünde istemsizce gülmüştüm. "Tanrı korusun! Niall'ın ezberlemen için verdiği kağıt nerede?" Oturduğum yere bakarken gerçekten bir kağıt arıyormuş gibi ciddiyetle bacaklarımı çekmiş etrafına bakıyordu. "Niall aşkına karşılık vermediğim için hırslanmış bell- HEY!"

Niall tarafından kafasına aldığı darbeyle arkasına dönmüş, onu görünce sırıtmaya başlamıştı. "Niall, bu yeni öğrendiğim birşey değildi."

Niall sinirle yanıma oturup yanağımı öpen Niall, Louis'ye de selam verdikten sonra bana sarıldı ve çenesini omzuma koyup arkamdaki Josh ile konuşmaya başladı. "Siktir git! Penissiz Josh." Louis'nin dudakları yukarı kıvrılırken bende bu görüntüye dayanamayıp diğer ikiliyi bahane ederek gülmüştüm. Josh hızla Niall'ın burnunu öpüp diğer tarafıma geçtiğinde, Niall söylenerek ayağa kalkıp Louis'ye döndü. "Akşam geliyor musunuz?"

Two hearts in one home | LarryWo Geschichten leben. Entdecke jetzt