This wasn't a breakup

73 13 82
                                    

"Henüz Tomlinson olamadan çıkan Styles'ın kayıp yüzüğü!"

Minik bir küfür savurduğumda altında bir sürü saçma şey yazıyordu. Evet, toplumda Louis ile birlikte olduğumuzu göstermek istemediğim için yüzüğü takmamamdan, yüzüğü Louis'ye fırlattığım iddialarına kadar onlarca saçma şey vardı.

Umursamamak için elimden geleni yapsam da üzülmüştüm hepsine ama bir yandan da doğruydu. Parmağımda yüzük şimdi vardı belki ama Louis yoktu.

Sadece yüzüğü görmemeleri bile böyle ortalığı karıştırırken Louis ile ayrı kalıyor olmamız haberini alsalar ne olurdu tahmin bile edemiyordum.

Tahmin edemediğim bir diğer şey de ne zaman bir kez daha kollarında ısınacağımdı. Onsuz bir an daha istemiyordum ama sürekli bir kavga içindeydik. Sürekli tartışıyorduk. En azından parmağımdaki yüzükle artık onu, "geçmişin oluyorum" diyerek terk edemiyordum.

Sadece ikimiz de kırılacağımız için bir süre ayrı kalıyorduk. Bir süre... Evet.

Louis doğru olanı yapmıştı, gitseydim onun bana uzak halleri beni her an biraz daha üzecekti belki ama git deyişi de çıkmıyordu aklımdan. Şimdi ikimiz de nerede ne yapıyoruz bilmiyorduk.

Niall ve Liam dışarı çıkmış, ben ise evde biraz dinleniyordum. Vincent'in ve Bayan Tomlinson defalarca kez beni aramış olsalar da durumu bilsinler istemediğim için açmamıştım. Vincent'in tepkisinin pek hoşumuza gitmeyeceğini bildiğimizden ve dayanamayarak teklifin ertesi gecesi herkese söylemiştik, biliyorlardı ve şimdi günler sonra ayrı evlerde kaldığımızı söylemek dengesizlik olurdu.

Sıkılarak, hava kararmaya başlarken üstüme birşeyler geçirdim ve çıkmak için elimi kapı koluna attım. Karşımdaki Niall ve Liam da anahtarı kapı deliğine sessizce sokma yöntemlerini denerken beni görmeleriyle rahatladılar.

"Uyanmışsın."

"Uyumadım ki."

Niall göz devirdiğinde, "Neyse ki kimseye aşık değilim." dedi ve içeri girdi.

"Nereye?"

"Yürüyeceğim."

Liam da gelmek istediğinde kafamı sallayarak onayladım ve Niall ilk istemese de sonra koşarak yanımıza geldi ve beraber dışarı çıktık.

Hepimiz sallana sallana yavaşça öylesine yolda ilerlerken konuşuyor, karşıdan gelen arabaların ışıkları ile geçici körlük yaşıyorduk.

"Zayn benim yüzümden mi gelmiyor?"

"Saçmalama, Harry. Ayrıca niye gelmesin? Ortada o kadar büyük birşey bile yok."

"Niye gelmiyor?" dediğimde, yüzünün asılmasıyla Niall durdu ve, "Yapmadın." dedi Liam'a hayret ve korkuyla bakarken.

"Ne yapayım, Niall? Harry ile Louis bizim kaçıncı ayımızda tanıştı ve evleniyorlar. Louis Harry'i gerçekten seviyor, istiyor onu."

Liam yine evlilik konusu yüzünden aralarını bozarken bu konuda sonuna kadar hak veriyordum ona. Zayn onun bunu başından beri ne kadar çok istediğini biliyor olmasına rağmen her konu açıldığında aynı tepkileri veriyordu. Evlilik teklifi demek ertesi gün iki hayatı birbirine bağlamak demek değildi ama Zayn sanki o teklif hayatının sonuymuş gibi kaçıyordu ve bir açıklama da yapmıyordu. Liam anlayışsız bir insan değildi, anlardı onu ama bir sebebi yoktu Zayn'in.

"Bu defa ne dedin?"

"Eğlenmek istiyorsan gideceğin yer belli dedim. Ben onun eğlencesi değilim. Onu seviyorum."

Two hearts in one home | LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin