I will be your memories

90 10 73
                                    


Geçen gün attığım saçma, bir anlık kalp kırıklığı ile attığım bölümün devamı.
İyi okumalar aşklarım! 💙💚

Niall ile okyanusta birbirimizi boğarken diğerleri de yattaydı. Hava kararmış olsa da yatın altındaki ışıklandırma ile neredeyse denizin dibini görebiliyorduk.

"Harry lütfen gel artık."

Louis karanlık yerlere doğru gittiğimizden yüzmemizi istemeyerek dakikalardır gelmemizi söylüyordu.

"Tabii, Harry gitsin. Niall kimsenin umrunda değil."

Niall söylendiğinde gülerek onu tekrar suya batırdım ve Louis'yi rahatlatmak için yata doğru yüzdüm. Merdivenleri tırmanarak kendimi yatın girişindeki temiz su ile yıkadıktan sonra havluya sarılarak yanlarına gittiğimde Niall da peşimden gelmiş, Louis onun saçlarını karıştırmıştı.

"Diğer ikisi nerede?" dediğimde, Niall eliyle ağzımı kapattı ve gelmemizi işaret etti. Louis arkamdan saçlarım üstüne de bir havlu attığında sarıldığım örtüyü bedenime daha da sardı ve benimle birlikte güverteye doğru ilerledi.

Ben ikisini ararken Niall eliyle yeri gösterince ellerimi hızla gözlerim önüne kapatıp hemen arkamdaki Louis'ye döndüm.

Zayn yerde, Liam ise tam üstünde öpüşüyorlardı. Louis gülerken hala ellerimi gözlerime kapatmış duruyordum. Tek kolunu bana sarıp kendine çektiğinde boynuna doğru sokulmuştum.

"Sizin tabaklarınızı kaldırıyorum o zaman?!"

Niall aniden bağırdığında Liam korkuyla sıçrayarak Zayn'in üstünden şaşkınlıkla bize bakıyordu. Zayn kaşlarını çatıp bize bakarken Louis de ikisine gülüyordu. Arkamı dönüp onlara baktığım sırada Liam hızla kalkıp güvertede Niall'ı kovalamaya başlamıştı.

Zayn kalkıp bize doğru ilerledi, ikimize baktığı sırada Louis alaylı bir kahkaha ile ona orta parmağını gösterdi. Zayn'in mimiksiz yüzü bir anda hafif bir gülüş ile şekillendiğinde omzuna doğru yumruğunu vurdu ve akşam yemeği için masaya doğru ilerledi.

Miami'ye geleli birkaç gün olsa da gezmek yerine tüm günümüzü yat ile okyanusta açılarak akşama kadar yüzerek geçiriyorduk ve kimse bundan şikayetçi değildi. Akşam yatı marinaya bırakıp beraber otele gitsek de bu gece yatta kalmak istiyordum.

Liam Niall'ı yakalayıp suya fırlatmış, Niall da hala gülüyor olarak çıkmıştı. Yanımıza ıslak ıslak gelerek sallandığında hepimizi ıslatmış ve üstünü değiştirmek için içeriye kaçmıştı.

Yemeğe başlamak için Niall'ı bekledikten sonra o da geldiğinde yemek yemiş, daha sonra yatın keyifli hafif sallantısı ile birşeyler içerek konuşmuştuk.

"Siz ikinizin de iki mafyaya aşık olması ne hoş. Beni de İrlandalı bebeğiniz olarak görün, gerçekten çekinmeyin... Hatta her türlü yat hediyesi teklifi kabulüm."

"Niall," dedi, Liam sakin bir ses tonu ile. "Sen zaten bizim bebeğimizsin, bu bir," ve aniden bağırdı. "Onlar mafya değil, bu da iki!"

O ikisi arasında klasik olmuş bu konuşma ile Niall yine aynı umursamazlıkla, "Tabii." dedi ve bardaktaki tüm sıvıyı bir anda içerek yüzünü buruşturdu.

"Gidelim mi artık otele?"

Louis kafasını salladığında ayağa kalkacakken onu kolundan tuttum. "Bu gece burada kalsak olmaz mı?"

Parmağı ile burnumun ucuna vurdu ve, "Bebeğim nasıl isterse." diyerek beni gülümsetti.

Niall oteldeki rahatını bozamayacağını söylemiş, Liam ve Zayn de ona katılarak yat marinaya yaklaştığında dağıtarak bitirmek istediklerinden Niall ile Miami gecelerine bırakmışlardı kendilerini.

Two hearts in one home | LarryWhere stories live. Discover now