And time can always heal you

98 10 21
                                    

Louis'ye sıkıca sarılmış bir şekilde uyandığımda onunda kolları benim etrafımdaydı. Göğsünde ısınırken kafamı kaldırıp uykulu gözlerle ona baktım ve mimiksiz yüzünün her bir parçasını zihnime kazıdım.

Siyah perdeler alçak tavandaki cam duvarı örttüğü için üst katta ışık yoktu. Kolları arasından yavaşça çıkarak yüzü hizasına geldim ve önce çenesini öptüm.
Güzelliği bu dünyaya çok fazlaydı. Kimse hakedemezdi her bir parçası böylesine kusursuz ve benzeri bulunmaz bir yüzü, bedeni, kalbi ve onunla ilgili geriye kalan her bir şeyi.

Yanağını da öptükten sonra dudaklarına uzandım ve onu uyandırmamaya dikkat ederek dudaklarını da öptüm. Uyanıp uyanmadığını kontrol etmek için geri çekilip ona bakacakken aniden arkamda hissettiğim el ve dudaklarımı ele geçiren dudaklar ile şaşırsam da karşılık verdim. Kendimi kaptırmama izin vermeden geri çekildi.

"Hatırlarsan dün gece en son yürüyemiyordun bile, çabuk unuttun." dediğinde, utanarak arkamı dönecekken deliğimde hissettiğim sızı ile yapamadan acıyla inledim. O sırada kapı çalmıştı.

"Bekle, senin için krem istemiştim." diyerek yataktan kalktı ve aşağı indi. Altında sadece siyah boxerı
vardı.

"Altına birşey giy!" Arkasından bağırdığımda beni dinlemedi. Yataktan kalkarak altıma hızla birşey geçirerek deliğimdeki sızı ile aşağı indiğimde, merdivenlerde durarak kıza baktım.
Resmen Louis'yi süzüyordu ki, giderek elindeki kremi aldım. Ama benim de altımda boxer olduğu için Louis'nin arkasına tekrar gizlenmek zorunda kaldım.

"Teşekkürler," dediğimde, gülümsedi ve tekrar Louis'ye baktı.

"Evet, Bay Tomlinson ama biraz zaman alabilir."

"Ne o?" dediğimde, ikisi de beni takmadı. Hatta kız buna içinden gülmüş bile olabilirdi.

"Pekala, bununla sonra tekrar ilgileneceğim."

Kız kafasını salladı ve tereddütle elini uzattı. Louis'nin eli yarı yoldayken arkasından çıkarak ikimizin de sadece çamaşır ile durduğunu gösterdim ve bedenimi Louis'ye yasladım. Burada bu saatte ne yaptığımızı anlamazsa, zaten korkacak birşey yok demekti.

Louis uzatılan eli sıktı ve teşekkür ederek içeri girdi.

"Sana altına birşey giy dedim!" Louis eğlenir gibi krem ile yukarı çıktığında ben de peşinden gittim.

"Yatağa uzan, kremi sürelim."

"Beni duymuyor musun?"

"Duyuyorum, bebeğim." Beni yüzüstü yatağa yatırdı ve altımdaki siyah boxerı indirdi.

"Kız seni resmen süzdü, Louis! Ayrıca neydi o konuştuğunuz?"

Louis kalçamı ikiye ayırarak deliğimi ortaya çıkardığında, hala kıpkırmızı olduğuna emindim.

"Zayn, Liam'a odasında sürpriz yapmak istedi. Onu konuştuk."

Parmağına biraz krem alarak deliğime değdirdiğinde acıyla bir an minik bir ses çıkarınca belimin bittiği yeri öptü.

"Yine de sana baktı, dövmelerine baktı, saçlarına baktı ve lanet olsun ki ne kadar güzel göründüğünü düşündü."

Louis kremi deliğime masaj yaparak sürerken kendimi olduğunca kaptırmamaya uğraşıyordum. Uyluklarıma da biraz sürdükten sonra kremi koydu ve beni sırtüstü yatırdı.

"Buraya da baktı." dedim, elimi siyah çamaşırı üstünden penisine koyarak.
Louis'nin etkilenmiş değil de eğlenir bir ifadesi vardı daha çok.

Two hearts in one home | LarryWhere stories live. Discover now