0.7

624 109 225
                                    

Oy ve yorum🧡
•••

"Ve eklemiş 'Tarih sadece mutsuzları yazar.' bence bu-"

"SAÇMA!"

Seungmin'in elindeki kitabı alıp hızlı bir şekilde kapattım. Ne saçma salak kitaplar vardı burada. Tanrım resmen zihinsel çöküş kitaplarıydı bunlar!

Kendime gelmek için derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapatıp sakinleşmeyi bekledim. Onunla kitaplar hakkında konuşmak ve ortak noktalarımızı bulup yaklaşmaktı hedefim ama burada sadece kötü sonlu kitaplar vardı.

Ben böyle bir sahne yazmamıştım bir kere!

"Jeongin iyi misin?"

Gözümü açıp ona baktım. Üstündeki  uzun mavi gömleğiyle çok güzel duruyordu. Koyu pantolonu da ince bacaklarını tam olarak sarmış zayıflığını belli etmişti. Hmm.

Tam olarak önüne geçtim. Sonrasında ise arkasına bakıp etrafında döndüm. O ise bu sırada bana anlamayan bakışlarla bakıyordu.

"Kesinlikle mor renk olmalı."

"Ne mor renk olmalı?"

Kimliği daha belli olmadığı için bilmiyordu ama gözlerinin o pembe mor karışımına en çok mor yakışıyordu. Yani en azından böyle yazmıştım. Herkesin bir rengi vardı onunda buydu işte. Asilliğin ve zerafetin rengi olan mor, tamamen Seungmin için var olan bir renkti.

"Bana bakan ablalarımın takı dükkanı var hatta kendileri taşları çıkarıp işliyorlar. Bir kaç örneğini almıştım yanıma." Çantamdan gök mavisi parlak ve bakıldığı yöne göre renk yansıması yapan taşı çıkardım. Tahmin ettiğim gibi Seungmin'in gözleri açılmıştı.

Kendi yazdığınız kitaba girmenizin en iyi yanı ne biliyor musunuz? Karakterlerin asıl kişiliklerini ve zaaflarını belki de kendinizden bile daha iyi biliyorsunuz. Aynı şu anda olduğu gibi.

"B-bu çok güzel." Yavaşça elini kaldırdı ve elimde ki taşı tuttu. Hareketleri o kadar narindi ki sanki ulusal hazineymiş gibi davranıyordu elimde ki taşa. Yüzünde ki gülümseme ise bir güneş kadar parlaktı. Hayır. Ay demek daha doğru olurdu onun için. Ay ışığı ile kutsanmış bir Vita...

"Bir ismi veya özelliği var mı?" İlgiyle sorduğunda güldüm. Şu an gözüme çok tatlı görünüyordu. "Evet ama oldukça gizli bir taş. Lunatic olarak geçiyor ve özelliği umutsuzluğu kişiden alıp kendi içinde hapsetmesi."

Aslında böyle bir şey yoktu. Bu evrende ne de gerçeklikte. Sadece kendi becerim ile parlak kristalleri birleştirerek birkaç tane yapmıştım bunlardan. Parlayan gözlere bakacak olursam amacıma ulaşmış ve onu etkilemeyi başarmıştım.

"Sende kalabilir. Böyle elinde tut." Tam olarak eline verdim ve iyice sarmasını sağladım. "Umutsuzluğa düştüğünde, ağır şeyler yaşayıp mutsuz olduğunda böyle sık ve gözlerini kapatıp derin nefesler al. Taşın parlaklığını hisset."

Dediğimi yaptığında gülümseyerek açtı gözlerini. İnsan beyni tuaftır. Nerede olursa olsun her zaman böyledir. Sadece inanmak istediğine inanır ve gerçek olmasa dahi kendine inandırılanla mutlu olur. Bu yüzden de önemli olan onu kandırmak ve yönetmektir.

Seungmin'e zarar verecek bir manipüleye girmeyi asla istemiyordum. Bunu asla yapmayacak ve sadece bunun gibi küçük şeylerle onu mutlu edecektim. Çünkü buna ihtiyacı vardı. Eminim Chan yanında olduğunda gerçek mutluluğu bulacaktı.

Bulduracaktım.

"Çok hoşuma gitti ve cidden rahatladığımı hissediyorum. Bende kalması sorun olmayacak mı?"

Cruel author •Jeongho•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin