2.3

475 82 162
                                    

Oy ve yorum🌪️
•••

"Kransma!"

Çiçeklerin arasında, nazik meltemin uçurduğu saçlarıyla arkasını döndü çocuk. Ona doğru koşan beden onu gülümsetmiş bir yandan da endişelenmesine neden olmuştu. "Sinisma düşeceksin koş-"

Lafının bitmesine kalmadan yüz üstü düşen Sinisma'yla hızlıca ayağa kalktı ve koşarak yanına gitti. Küçüğü doğrulsa da her yeri toprak içindeydi ve sağ dizinde yara vardı. Düştüğü yerde taş vardı anlaşılan ki bu kadar derin bir yara açabilmişti. Elini kaldırdı Kransma. Elini yaraya koydu ve gözlerinin parlamasına izin verdi. Yara yavaşça iz bırakmadan kapanırken alnına konan öpücük biraz olsun yaptığı tedaviyi aksatmamış da değildi. Gözleri kapalıyken gülümsedi. Küçüğü rahat durmuyordu.

"Seni özledim. İnsan gelir biraz merak eder değil mi? Sense hep buradasın."

"İşin bu kadar ciddiyken nasıl sana ayak bağı olabilirim ki? Belki farkında değilsin ama bu dünya için yaşam sensin. En çokta benim için." Yara tamamen kapandığında eğildi ve dize küçük bir öpücük kondurdu. "Karşıdaki göl bana seni hatırlatıyor. Deli gibi özlerken bana seni anımsatanı yargılama lütfen."

"Çok kibarsın. Böyle yavaş nazik hareketlerle kalbimi bu denli hareket ettirmen... Korkutucusun Kransma."

İkili gülümsedi ve küçük ama duygu yüklü bir öpücük verdiler birbirlerine. Aşkları o kadar masum ve narindi ki gören her kimse karşı koyamıyor ve yollarından çekiliyordu. Buna sarayın kolonlarının arkasına saklanmış onları dinleyen kişi de dahildi. Hüzünle gülümsedi adam. Sevse dahi sevdiğine engel olacak veya bunu açık edip olay çıkaracak hali yoktu. Kendi içinde yaşamayı tercih etmiş kendi fedakarlıklarının bilinmemesine izin vermişti. Bu ona yeterdi. İmparatorluğun, en çokta onun mutluluğu ona fazlasıyla yeterdi.

"Ah bu arada."

Sinisma ayağa kalktığında Kransma da ayağa kalkmış ve üstünü sirkelemişti. Kısa boylu çocuğa nazaran bu konularda titizdi kendisi. "Hep böyle takma isimlerimizle birbirimize sesleniyoruz. Bazen diğerleri anlamıyor seni kastettiğimi."

"Ben seviyorum." Yerdeki çiçeği kopardı ve küçüğünün kulağının arkasına sıkıştırdı nazik adam. "Senin kendine ve bana taktığın bu yaratıcı isimlere bayılıyorum. Kalbimi tamamlıyor sanki."

"O zaman güzel. Kransma tamamsa herşey güzel!"

.
.
.

"Bu. Bu aşırı yorucu ben balo derken böyle ne bileyim böyle..." Önümdeki taşlarla dolu kumaşı kaldırdım iki parmağımla ki ağır gelmişti. Cidden fazla ağır bir kumaştı. "Böyle bir şey hayal etmedim. Büyü ile yapılmıyor mu ya? Çok saçma."

Cidden saçmaydı. Ben kitapta büyü ile tamamlandığını söylemiştim. Böyle insanların ve benim köle gibi çalışacağı bir balo düzeni asla yazmamıştım!

"Jeongin gerçek dünyayı o kadar iyi bilmiyorum ama büyüyle yapılması asıl tuhaf olan olmaz mıydı? Sonuçta büyü aşırı güç isteyen bir şey."

Seungmin elindeki ipleri masaya koydu ve yenilerini getirmek için geri gitti. Haklıydı aslında. Büyünün fazla güç istediğini ve sadece gammaların en iyi şekilde kullanabileceğini yazan kişi bendim. Sonradan balo meselesinde herşey kolayca hallolsun diye öyle bir mantık hatası yapan kişi de bendim. Tanrım. Okuyucuların dikkatini çeken bu kısım gerçekliğe uyarlanıp bütün mantık hatalarını kaldırmıştı. Kendi dünyama geçer geçmez hatayı fark ettirip herkesi galeyana getiren kişiyi bulup bir güzel dövmeliydim.

Cruel author •Jeongho•Where stories live. Discover now