3.4

370 67 49
                                    

Oy ve yorum 🌪️
•••

Onun çikolata gözleri benimle olduğundan beri bir sürü duyguya tanıklık etmişti. Şahit olmuştum buna. Bazen üzülmüş ve kendimi suçlamış bazense mutluluğuna ortak olup dünyanın en mutlu adamı olmuştum.

Peki ya şimdi gözleri? Ne olduğunu anlamayan belki de anlamak istemeyen o sadece bana bakıyordu. Hayal kırıklığı? Şaşkınlık? Üzüntü veya sinir? Anlam veremiyorum. Az önce öğrendiğim şeyler üstüme bir yük olmuşken hayatımın aşkının bir roman karakteri olduğu gerçeği aklımda yoktu. Gerçekti o. Burası gerçekti. Her şey gerçekti. Kitap değildi. Benim yazdığım bir yer değildi burası.

Hiçbir zaman olmamıştı.

Aklıma gelen şeyle yutkundum. O zaman... Bunun anlamı onun ve diğerlerinin yaşadığı acılar... Benim suçum değildi? Onlar çünkü baştan beri böyleydi. Ben sadece onların hayatını yazmıştım.

Suçlu değildim. Cani olan ben değil, hayatın ta kendisiydi.

"Hiç. Hiç bir şeyi bilmiyorum." Rhino ayağa kalktı ve yanına düşmüş olan mızrağı çevirip ani bir hareketle ikimize doğrulttu. "Ama bileceğim. İkiniz. Anlatacaksınız. Hemen!"

Ortaya yapmıştı ama bana da yapmış sayılırdı. Bu yüzden çok kötü hissettim. Hakkımdı ama. Defalarca güvenini kırmıştım onun. Ondan gelecek her şey hakkıydı ve ben buna razıydım.

"Evrenler felan... Neler oluyor? Nasıl bu kadar benziyorsunuz? Neden oldu bütün bunlar? Cevap verin."

Güçlü durmaya çalışıyorsun. Asker yönünü aktive etmeye çalışıyorsun çünkü şüphelerin var, duygusuz olmak istiyorsun çünkü şu an durum çok karışık. Yine de Rhino... Elinin titremesine engel olamıyorsun. "Cevap verin dedim! Omega. Ne demek bu? Bu ne demek?"

Çaresiz çıkan sesiyle gözüm doldu ve dudağım titredi. Ne duyduysa oydu ama normal bir insanın kavrayabileceği şeyler değildi bunlar. Evet. Prensti o. Savaşın temsilcisi olan güçlü gökyüzünün elçisiydi ama konu bendim işte.

İlk aşkı olan ben, ona mantığını kaybettiriyordum. Şüpheyle yaklaşmamak için kendi kafasında kurduğu teselliler ise şu an işe yaramıyordu. Rhino İeltra gerçekleri duymak istiyordu artık.

Yutkundum ve zorlukla ayağa kalktım bu yüzden. Bir açıklama yapılacaksa bunu benim yapmam gerekiyordu. Biliyorum karşımda, yerde oturan ben daha çok bilgiliydi ama olsun. Olsun ben yine sevgilime anlatan kişi olmak istiyor en azından ona bunu yapabilmek istiyordum. Haklıydı ve haklı olmaktan yorulmuştu. Bilmeyi hak ettiği gerçekleri ben söylemeliydim.

"B-ben. Ben başından beri burada değildim." Yırtılmış gömleğimi çektirip avuçlarımı örtmeye çalıştım. Gözlerine bakamıyordum. "Bambaşka bir hayatım vardı. Normal, güçlerin veya kimliklerin olmadığı, insanların teknoloji denilen şeyle yükseldiği bir dünyada denizlerle çevrili bir ülkede yaşıyordum." Burnumu çektim titreyen sesimin düzelmesi için. "Oradayken ben... Sürekli bazı şeylerin hayalini kuruyordum ve dedim ki... Kitap haline getireyim. İeltra diye bir krallık olsun. Üç prensi ve bir vitası, krallıkları ve düşman ülkesi... Vesaire vesaire diyerek böyle bir kitap yazdım ve bir anda uykuya daldığımda... kendimi burada buldum."

Başımı hemen iki yana salladım. Yanlış düşünmesini istemiyordum. "Asla kötü bir niyetim yoktu. Aksine geleceği bilen kişi bendim. Evet kahin değildim ama kendimi bu dünyanın yazarı olarak gördüğümden kötü sona engel olabilirdim. Sky'ı buldum. Kapatıldığı yerden kurtarıp güç patlaması yaşamasını önledim. Amacım veliahtla vitasını en iyi şekilde buluşturmak ve olabilecek kötü sonları engellemekti. Ben... Ben ölmeni engellemek istedim Rhino. Kimsenin ölmesini istemedim."

Cruel author •Jeongho•Where stories live. Discover now