Amber Tomris - Gerçek aile

BÖLÜM 1

🌸🌸 Satır arası yorum yapmayı unutmayın :) 🌸🌸

ღKeyifli okumalarღ

"Nazlı kızım. Güzel kızım." diye okşadı atının yelesini Amber. Gece karası tüyleri ile çiftliğe geldiği ilk günü hatırladı Amber. Hırçındı kimseyi yaklaştırmıyordu yanına. Amber Tomris 6 yaşındaydı o sıralar çiftliğe yeni gelen atı merak edip gitmişti yanına. 

At hırçındı bu yüzden yaklaştırmamıştı torunun turan bey. Amber Tomris ahıra girdiğinde at huysuzlanmıştı. Kişnemiş, ayakları üzerinde şaha kalkmıştı. Ama afacan kız korkmamıştı bundan. Yanına gitmişti. Küçük kız çocuğuna daha fazla karşı koymamıştı at.

'Dedem senin Nazlı bir kız olduğunu söyledi. Nazlı kız mısın sen?' 

Bu ikilinin dostluğu böyle başlamıştı. O günden sonra Atın adı Nazlı kız olmuştu. Amber Tomris'in atıydı. 

Arkasından gelen sesle ardına baktı Amber. Ağabeyini gördü. Prens ile gezmeye çıkmıştı onlarda. Prens ağabeyinin atıydı. Amber'in Nazlı kızına tezat bembeyazdı Prens. Ağabeyi gibi popülerdi de. 

Nazlı kız kendini Tomris ve ailesi dışında birine sevdirmez dokundurmazdı. Ama Prens ilgiye bayılırdı. Çiftliğin göz bebeğiydi. Çiftliğe gelenler soluğu onun yanında alırdı. 

"Kelebek kızım." dedi Alparslan. Ambere böyle seslenirdi. Güzel kelebek kızım.

"Beyaz atlı Prens'im" diye cevapladı ağabeyini Amber. Güldü Alparslan. İkisi yan yana çiftliğin arkasında kalan ağaçlık alanda gezindi öylece. Alparslan'ın telefonu çalınca Amber kaşlarını çatıp baktı Ağabeyine. Yine bir kız mı arıyordu acaba? Alparslan güldü kardeşinin yüz ifadesine. Kıskanç bir kardeşe sahipti. 

Ziyarete gelen genç kızlardan özellikle uzak tutardı ağabeyini. Hele ziyaretçiler varken Prense binmesine hiç izin vermezdi mesela. Bembeyaz atın üzerinde hafif kavruk teni ile kızların gözdesi oluyordu her seferinde. Etrafta beyaz atlı prens arayan çok kız vardı. Ağabeyini hepsinden korumayı kendine görev edinmişti Amber Tomris. 

Hoş gelen erkekler de Amber'in peşinden koşardı. Nazlı kızın gece karası tüylerinin üzerinde abisi gibi hafif kavruk tenine serilen uzun sarı saçları, yeşil gözleri çilleri ile o da dikkat çekerdi. Buralarda epey popülerdi Karahan kardeşler. 

Telefonda ki babasının adı ile hızla ekranı kardeşine çevirdi Alparslan. Amber de heyecanlanmıştı. Telefonu hoparlöre aldı hızla. 

"Efendim baba?" dedi telefona doğru. 

"Aslanım neredesiniz?" bu soruyla hızla kafalarını telefondan kaldırıp birbirine baktı Amber ve Alparslan. 

"Baba geldin mi?" diye hevesle konuştu Amber. Babasının gülüşü duyuldu telefonda. Erkeksi hoş bir tonu vardı gülüşünün. 

"Geldim mis kokum." dedi. Alparslan ve Amber beklemeden atın dizginini çekip atın yönünü eve doğru çevirdi. 

"Geliyoruz baba." diyerek hızla telefonu cebine attı Alparslan. İki kardeş atlarını son sürat eve ilerletti. Çiftliğe yaklaştıklarında atların ayak sesi duyulmaya başlamıştı bile. Ruh haline rağmen kocaman gülümsedi Fatih. Çocuklarının ona gelmek için bu kadar acele edişi hoşuna gidiyordu. 

"Ne oluyor?" diye sordu Oğuz. Atların ayak sesinin neden bu kadar şiddetli olduğunu anlamamıştı. Keyifle güldü Fatih. 

"Amber ve Alparslan geliyor." dedi Fatih. Keyifle yönünü çiftliğin arka girişine çevirdi. Büyük kapıları çiftlik çalışanlarından biri çoktan açmıştı. O sırada kapıdan içeriye iki at girdi son sürat üstlerine doğru geliyordu. Bembeyaz atın üzerinde Kahverengi saçları ile göz alıcı Alparslan ve Simsiyah atının üzerinde uçuşan sarı saçları ile Amber hız kesmiyordu.