Bölüm 15

2.1K 129 2
                                    

Genç adamın parmakları genç kızın yanağına tüy gibi dokundu. Teni buz gibiydi. "Durumu nasıl?" diye sordu.

Eşyalarını toplayan yaşlı adam kısa bir bakış attı yataktan yatan ufacık bedene. "Ateşi düştü. Fakat durumu hala kritik. Zatürre başlangıcı var. Bol bol dinlenmesi lazım."

"Ne zaman uyanır?"

"Onu söylemek zor majesteleri. Prensesin bünyesi çok zayıfmış. Zindanlardaki rutubet ve soğuk ciğerlerini zayıflatmış. Ara ara ateşi çıkacaktır. Başında birileri beklese iyi olur."

"Ben bekleyebilirim." Leydi Zaria hemen öne çıktı. Hekim ona onaylanmayan bir bakış attı.

"Kendi sağlığınızı da tehlikeye atmak için mi?" diye hormudandı. "Bence bu işe daha uygun birini bulsanız iyi olur. Leydinin yorulmaması lazım. Hem prenses bir mikrop kapmış bile olabilir. Size de bulaşmasını göze alamayız."

"Hekim doğru söylüyor Zaria. Prensesin kendi yardımcıları onun başında olacaktır. Bir tane de hemşire koyarız başına."

"Durumunda herhangi bir değişiklik olunca mutlaka beni haberdar edin."

"Tabii ki de." Alastair ayağa kalkıp hekimle birlikte odadan çıktı.

"Prensesin çok iyi bakılması gerekiyor majesteleri. Leydimizi üzmek istemedim. Ama zatürre ilerlerse onu kaybedebiliriz."

Alastair sıkıntıyla içini çekti. Amara'nın sağlığının bu kadar zayıf olduğunu bilmiyordu. Onunla en son konuştuğu gece aklına geldikçe canı sıkılıyordu. Çok üzerine gitmiş, kalbini kırmıştı. Sonuçta genç kızın kötü bir niyeti yoktu. Çaresizdi ve yalnızdı. Alastair bunu görememişti. Bu, Amara'nın yardım çığlığıydı ancak Alastair onu duymamıştı. Şimdi de vicdan azabı çekiyordu.

"Zavallı kız, " diye mırıldandı o gece yatağında Zaria. "Günlerdir yarı baygın yatıyor. Sürekli ateşi çıkıyor. Öyle kötü öksürüyor ki." Genç kadın hışımla yerinden doğruldu. "Bunu yapman gerekmiyordu, biliyorsun değil mi?"

Alastair sıkıntıyla sevdiği kadının yüzüne baktı. Son zamanlarda Zaria'dan duyduğu tek şey Amara'ydı.

"Abisi ve babasının harekete geçmesi için bunun olması gerekiyordu Zaria. Amara da bunun bilincindeydi."

"Sana ne söyledi?"

Alastair, Amara ile aralarında geçen konuşmayı birebir aktardı. Genç kadın sıkıntıyla boynunu kaşıdı. "Ağır konuşmuşsun. Bütün bunlar onun suçu değil sonuçta. O da istemezdi böyle olmasını."

"Onları vassal krallık olarak tanımamı istedi."

"İşe yarayacaksa neden olmasın?"

"Onlara nasıl güvenebilirim Zaria?"

"Amara'nın da dediği gibi güvence iste o zaman."

Alastair kuşkuyla baktı genç kadının yüzüne. "Benimle pazarlık edeceklerdir."

"Etsinler. Ne verirlerse al. Yeter ki bu şey bitsin artık."

Genç adamın yüzünde karanlık gölgeler belirdi. Yine de daha fazla tartışmak istemiyordu. Elini, leydinin belirgin karnına koydu ve sevgiyle okşadı. "Senin daha fazla bu şeylerle yorulmanı, üzülmeni istemiyorum. Hiçbir şey senden önemli değil. Amara için de bu kadar üzülme. Onun için nasıl duygular beslersen besle, sonuçta dost değiliz, olamayız ds. Bunu unutma Zaria. Gün gelip de acı bir şekilde öğrenmek zorunda kalma."

Genç kadın gülerek sevdiği adamın kucağına uzandı. "Her zaman çok iyimsersin, zaten," diye kıkırdadı dudaklarını dudaklarıyla kapatmadan önce. Ardından uzun uzun öptü. Çekilmek istese de Alastair 'in elleri belini sıkı sıkı kavramış, gitmesine izin vermiyordu. Başını Zaria'nın dolgun göğüslerine gömdüğünde ikisi de her şeyi unutmuştu.

Arzovalı AmaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin