Bölüm 24

1.6K 144 5
                                    

Günün sonunda yine aynadan kendisini izliyordu. Bu sefer içini pır pır eden bir heyecan dalgasından ziyade alev alev yakan bir öfke vardı. Nedimeleri üzerindeki elbiseyi çıkarıp beyaz şifon geceliğini giydiriyor, saçlarındaki tokaları açıp onları serbest bırakıyorken, o, yüzünde boş bir ifadeyle aynadan onları izliyordu. Alastair odasında onu bekliyordu. Amara da hesap soracağı anı bekliyordu.

Kralın odalarına büyük bir zarafetle yürüdü. Kapılar açılıp içeri girdiğinde Alastair'i yine şöminenin önünde ayakta durmuş onu beklerken buldu.

Amara'nın odaya girmesiyle Alastair yutkunmuştu. Her seferinde nasıl bu kadar etkileyici gözükebiliyordu? Şifon geceliği ve yüzünü çevreleyen uzun kabarık saçlarıyla ışık saçıyordu. Fakat genç kadının yüzündeki sert ifadeyi görünce duraksadı. Kızgındı ve neye kızgın olduğunu az çok biliyordu. Fakat boyutlarından emin değildi. Hoş bir şekilde gülümsedi.

"Gördüğüm kadarıyla soruların var," dedi yavaşça.

Amara'nın kaşları havaya kalktı. "Tek bir sorum var. Neden?"

Alastair'in yüzü düştü. "Tam olarak neye neden diyorsun?"

"Lordlarının tavrı neden böyle? Neden askelerinizi çekmediniz Arzova'dan? Neden sürekli abimin peşindesiniz?"

Alastair umursamaz bir tavırla şöminenin karşısındaki koltuğa oturdu. Her ne kadar umursamaz gözükse de yüzünde keyifsiz bir ifade vardı. "Gördüğün gibi tek bir sorun yokmuş."

"Lafı çevirme, Alastair."

Alastair yeşil gözlerini ilgiyle genç kadının yüzünü inceledi. Ona karşı olan mesafesini zamanla azaltması hoşuna gitmişti ama hesap soran tavrı için de aynı şeyi söyleyemezdi.

"Babanın rızası dışında bir şey yapmadığımı bilmen yeterli."

Amara'nın gözleri çakmak çakmak oldu. "Bu kadarını bilmem yeterli mi?" Genç adamın karşısına dikilip sert bakışlarını yüzüne dikti. "Benim için yeterli değil ama."

Alastair'in yüzü gitgide kararmaya başlıyordu. "Bu tavrın hiç hoşuma gitmiyor, Amara," dedi uyaran bir sesle.

"Ne tuhaf! Benim de hoşuma gitmeyen çok şey var."

Genç adam içini çekti. Bir eliyle yüzünü ovuştururken yorgun görünüyordu. Yüz hatları bir anda yumuşadı. Anlayışla parlayan gözleri genç kadını buldu. "Seni anlıyorum ama babanın rızası olmadan bir şey yapmadığımı bilsen yeter, güzel kafanı bunlarla yorma lütfen."

Bu sözler her ne kadar iyi niyet içerse de Amara'yı daha da kızdırmıştı. "Buna ben karar veririm!" diye bağırdı.

Alastair bir anda öfkeyle ayağa fırladı. Bu kadının bu asi tavırları çok canını sıkıyordu. Hızla ona doğru yaklaştı. "Ne bilmek istiyorsun?"

"Neden abimin peşindesiniz?"

"Peşinde değiliz. Sadece bir önlem."

"Nasıl bir önlem ki bu iznin olmadan bir kuş dahi uçmuyor, giren çıkan her şey kontrol ediliyor?"

"Babanın izni dahilinde olduğunu söyledim," dedi Alastair çileden çıkmamaya çalışıyor gibiydi. "Neyin hesabına çekiliyorum, anlamadım."

Genç kadının kafası iyice karışmıştı. Babası neden böyle bir şey izin versindi ki. Asla böyle bir şey yapmazdı. Kuşkuyla genç adama baktı. Alastair onun bakışlarındaki soru işaretlerini görünce ellerini havaya kaldırdı.

"Şimdi de yalan söylediğimi mi düşünüyorsun?"

"Öyle bir şey demedim. Ama babam neden böyle bir şeye izin versin ki? Asla kabul etmez."

Arzovalı AmaraOnde histórias criam vida. Descubra agora