26'🩸

1K 55 13
                                    

En son babamı bu toprağın altına koyduğum zaman gelmiştim. Sonrasında o kadar çok şey olmuştu ki gelme fırsatı bulamamıştım. Her şey normale bindiğinde ise Burak gelmek istememiş ve sorun çıkarmıştı.

Mezarının üzerindeki çiçekleri özenle suladıktan sonra yanına oturup uzun bir süre ismine bakmış ve toprağını okşamıştım.

Cesaretini toplamayı başardıktan sonra konuşmak için dudaklarımı aralamıştım ki gözlerim anında dolmuştu.

"Gelemediğim için çok özür dilerim babacığım." dedim kısık çıkan sesimle.

Babamın hiç öleceğini düşünmemiştim. Bu ihtimali hiç aklımdan geçirmemiştim ve şimdi buradaydım. Mezarının başında gözü yaşlı...

"Burak hala sana karşı çok tepkili. Bu yüzden yanına gelmiyor. Kutlu'yu bilmiyorum ama annemin geldiğine eminim."

Yüzüme acı bir tebessüm yerleştirdim. Babamın mezarının yanında olmak bile bana güven veriyordu.

"Canım yanıyor baba, sürekli haksızlığa uğramaktan yoruldum. Suçsuz olduğum halde suçlu durumuna düşmekten de yoruldum."

Sanki hıçkırıklarım bu cümleleri bekliyormuş gibi dudaklarımdan çıkmıştı.

"Hayalime ulaştım ve mühendis oldum. Kendime temiz bir sayfa açmak istedim ama başaramadım. Bütün belayı kendime çekiyorum ve bana emanet ettiğin ablama sahip çıkamıyorum. Affet beni lütfen..."

Kendimi tutamamıştım, ağlamam o kadar şiddetlenmişti ki nefes alamamıştım. Aras uzaktan beni izliyordu ve kötü olduğumu fark edince yanıma gelip omzuma dokunmuştu.

"İyi misin?"

Bakışlarımı ona çevirmeden başımı göğsüne koyarak ağlamaya devam ettim.

"Değilim, ne yaparsam yapayım sürekli hatalı durumuna düşüyorum ve bu artık canımı çok yakıyor."

Aras saçlarımı okşamaya başladığında ağlamam daha da şiddetlenmişti. Babamın yanıma olamaması ailemin bana küsmesi ve Çağan'ın bana sırtını dönmesi beni kahretmişti.

"Tamam sakin ol, ben yanındayım. Kimse yoksa ben varım." diyerek başımı göğsünden kaldırıp yüzüne bakmam için çenemi tuttu.

Baş parmağı ile gözyaşlarımı silerken sözlerine devam etti.

"İsteyen bizi istediği gibi görsün Bahar. Sen benim için değerlisin. Gözyaşını döken kimse seni haketmiyor."

Dudaklarımı birbirine bastırıp yutkundum. Aras'ın gözlerinde şefkati görmüştüm. Merhamet ve şefkatle bakıyordu bana.

"Sana sırtını dönenlere bir daha şans vermemelisin. Eğer verirsen sonucun hep aynı olacak. Burada babanın yanına gözyaşları içerisinde çaresizce konuşacaksın."

Yüzüme yapışan saçlarımı çekip gülümsedi.

"Ama kendine karşı saygını ve gücünü kaybetmezsen inan bana çok daha güzel yerlere geleceksin. O yüzden dediğim gibi seni haketmeyen insanlara şans verme."

"O şansı hakeden sen misin!"

Duyduğum sesle gözlerimi büyüterek Aras'a baktım. Aras da benimle birlikte duyduğu sesle benden yavaşça uzaklaşarak karşısına bakmıştı.

Aynı anda karşıma döndüğümde gözü dönmüş ve silahını Aras'a doğrultmuş olan Çağan'ı görmüştüm.

O kadar korkunç görünüyordu ki silahı sıkması an meselesiydi. Koşar adımlarla Aras'a doğru yürümeye başladığında Aras sanki zerre etkilenmemiş gibi rahat bir tavırla ona gelen Çağan'a bakıyordu.

GÖR BENİ🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ V)Where stories live. Discover now