Karne

41.1K 2K 212
                                    

Multimedya-Beren


"Ya Kaya öyle bir sinirle söyleyiverdim, yoksa be-"
"Sen niye arkadaşın olarak görmediğin biriyle konuşmaya çalışıyorsun ki?"
Süper, Kaya'yla rolleri değiştirmiştik.
"Ya Kaya özür dilerim diyorum! Fazla abartıyorsun!"
"Bence de, sen git abartmayan arkadaşlarınla konuş."
Servisten inince ben de ardından indim.
1 haftadır peşinde barışmak için dolanıyordum ama her denemem başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Bugün karneleri alacaktık ve sırf Kaya'yla konuşmak için sabahın köründe kalkıp annemin evine gitmiştim.
"Kaya. Kaç kere söylemem gerekiyor? Sinirle söyledim. Bir anda ağzımdan çıktı."
"İnsan sinirliyken içinden geçenleri söyler Arya"
"Nerden biliyorsun?!"
"Kayaağğğ!"
Heh ben de nerde kaldı diyordum.
"Günaydın hayatım."
Eslem beni es geçip Kaya'nın yanağından öptü.

Gözlerimi devirdim ve oflayıp okula doğru yürümeye başladım. Sınıfa girdiğimde Amelya eliyle yanını işaret etti. Hemen yanına gidip aystimi kafama diktim.

"Barıştınız mı?"

Bursa'dan dönüşte olanları üşenmeden harfi harfine anlatmıştım ona.Kafamı umutsuzca iki yana salladım.

"Barışmadık. Barışacağımızı da düşünmüyorum."

Tostumdan ısırık almamı izledi ve eliyle sırtıma desteklercesine vurdu.Kemiklerimi kırdığından habersiz.

"Olon do boyo oğormoş ho"

Bu halime alışık olduğu için tiksinmek gibi bir eylem gerçekleştirmedi ve "Ne?" diye sordu.

'Boşver' dercesine elimi salladım ve tostumu bitirmeye odaklandım. Zil çalınca tostu ikiye katlayıp ağzıma tıktıktan sonra ellerimi silkeledim.

"Günaydın çocuklar"Bir büyüyemedik anasını satıyım. 1. sınıftan beri 'çocuklar'

"Heyecanlı mısınız bakalım?"

Bak elim ayağım titriyor. Ama korkudan mı heyecandan mı bilemiyorum. Sonuçta kim en mutlu günüde annesinden terlik yemek ister ki? Özellikle de bir karne yüzünden?

Kapı tıklanınca hocayla beraber ben de oraya döndüm. Sınıf kendi aleminde takılıyordu. Amelya da dahil.

İçeri Kaya girince hızla gözlerimle etrafı taradım. Boş yer yoktu ve zorunlu olarak arkama oturacaktı.Hocadan özür dileyip benim gibi sınıfta göz gezdirdi ve tek boş yerin benim sıramın arkası olduğunu görünce bir çocuğa yaklaşıp bir şeyler dedi.

Çocuk kalkıp benim arkama geçince Kaya da onun yerine oturdu. Şaşkınlıkla çocuğa ve Kaya'ya baktıktan sonra omuzlarımı düşürdüm ve önüme döndüm.

Hocanın yazın sadece 'bilgisayar, tablet ve telefon'la uğraşmamamız gerektiği içerikli, etkili sandığı konuşmasından sonra karneler dağıtılmış, törende herkesin başına güneş geçmek üzereyken müdür konuşmasını bitirmiş, herkes dağılıyordu.

Ben de servisime doğru gitmeye başladım. Babamın ayarladığı yeni servisime."Arya!"Bana doğru koşan Amelya'yı görünce durdum. Tabi ya onla vedalaşmayı unutmuştum.

Nefes nefese yanıma gelince "Direk eve mi gidiyorsun?" diye sordu.

Ellerimi iki yana açıp "Başka nereye olabilir?" diye sordum.

"Ne biliyim ben gezeriz falan diye düşünmüştüm."Karnemi gösterip "Önce babama hesap vermem lazım" dedim.

Dudaklarını büzüp "Peki o zaman görüşürüz" dedi ve servisine bindi. Tam ben de servisime binecektim ki Barış'ın sesi beni durdurdu.

"Hey, bayan her şeyi yiyen! Bekle!"

Gülümseyerek ona doğru yürüdüm. Beren de yanındaydı. Aslında bakılınca çok yakışıyorlardı ve onlardan çok güzel bir çift olurdu. Belki onla- Ah, bir çöpçatanlık yapmadığım kalmıştı.

Beren yanıma ulaşınca kollarını bana doladı. Sarılmaktan nefret etsem de onu bekletmeden ben de kollarımı ona doladım.

"Yazın mutlaka görüşelim. Bizi unutma sakın!"Gülümsedim ve "Tabi" diye cevap verdim.

Barış da saçlarımı dağıttı ve "Ama buluştuğumuzda suratsız bir Arya olmayacaksın, anlaşıldı mı?" diye sordu.

Başımı sallayıp sırıttım.Sanki moralimin bozuk olduğunu anlamayacaklarmış gibi.

"Barış, Beren! Hadi!"

Eslem onları çağırınca bana el sallayarak yanımdan uzaklaştılar.Büyük ihtimalle beraber bir yerlere gideceklerdi.Sahte gülümsememi yüzümden silerek suratsız halime geri dönüş yaptım ve servise bindim.

Evin önüne gelince ruhsuz bir şekilde indim ve eve girdim. O beni 1 haftadır peşinde koştururken gayet memnun duruyordu halinden.

"Aryaa sen mi geldin?"

"Evet"

Merdivenlere yöneldim ama yanıma Öznur abla gelince durmak zorunda kaldım.

"Karnene ba- Noldu Arya sana? Eğer karne yüzündense moralini bozma kuzum. Dünyanın sonu değil ya"

Karneyi yere atıp Öznur ablaya sarıldım.Karne hiç mi hiç umrumda değildi.

Sadece insanların benim de üzüleceğimi umursamadan davranmaları canımı yakıyordu.Tamam fazla umursamaz bir kız izlenimi veriyordum ama bu birinin peşinden 1 hafta koşup da her seferinde laf işitince üzülmeyeceğim anlamına gelmiyordu.

"Şşşt, tamam. Anlatmak ister misin?"

Cevap vermedim. Anneme hiçbir şeyimi anlatmazken Öznur ablaya açılmak ona ihanet etmek gibi gelmişti bir an.

"Gel yukarı çıkalım"

Ondan ayrılıp merdivenlerden çıkmaya başladım ve odama girdim. O da arkamdan girdi ve kapıyı kapatıp pencerenin önündeki pufa oturdu. Ben de karşısındaki pufa kendimi attım.

"Eveet anlat bakalım. Seni bu derece üzen şey nedir?"

Cevap vermeyip parmaklarımla oynamaya başlayınca "Beni bir arkadaş gibi düşünebilirsin" dedi ve eliyle ağzına hayali bir fermuar çekti.

"Kimseye söylemem. Aramızda."

Bu haline gülümsedim. Ona güvenebileceğimi biliyordum. Bursa'dakilerle beraber olanları anlattığımda sessizce dinledi ve "Sanki birileri aşık olmuş." dedi gülerek.

Kaşlarımı çatıp hızla "Ha? Ben mi? Kaya'ya? Ahah güldürme Öznur abla, asla olmaz öyle şey. Yok canım daha neler. Dünyada bir o kalsa ben yine bakmam ona." diye sıraladım.

Saçmalıktı. Ben asla bir öküze aşık olamazdım, olmamıştım da zaten.Bu halime güldü ve yanağımı sıkıp ayağa kalktı.

"Sen kabullenene kadar konusunu açmam ama şunu bil.." bana doğru yaklaştı. "..o da senin gibi sanki"

Göz kırptıktan sonra odadan çıktı. Kıpkırmızı bir suratla arkasından gözlerimi kırpıştırdım. Resmen 'o da sana aşık' demişti.

Aşk..saçmalıktı bi kere! Hem ben asla aşık olamazdım. Olsa olsa azıcık hoşlanmış olabilirdim, o da tipinden dolayıydı. Hem, hem Eslem vardı. O Eslem'i seviyordu.

Öznur ablaya bunu hatırlatmam gerekiyordu. Ama ben kabullenene kadar konuyu açmayacağını söylemişti. O zaman bu konu sonuna kadar kapatılmış demekti. Yatağa zıplayıp kafamı yastığa gömdüm.

Resmen ona aşık olduğumu söylemişti. Bir kere bunu annen yaşında bir kadından duymak zaten yeterince utanç vericiydi!

Kapı açılınca hızla arkamı döndüm.

"Bücü-"

"Defooğğl!"

Kafasına yastık yiyen Aybars hızla kapıyı geri kapattı.

Hemen ardından korkudan titrememi gerektirecek o ses aşağıdan odamın içine doldu.

"Aryaaa!"

Babam kesin karnemi soracaktı ve....ve benim karnem aşağıda kalmıştı.

Üç gulhü bi elham mod: on

YAKIŞIKLI ÖKÜZ (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin