Misafir

34.8K 1.8K 27
                                    

"Şimdi neyi takıyorsun?"
"Life as we know it."
"Romantik komediydi değil mi?"
"Hı-hı" diye mırıldandı.
Kumandayı eline alıp kendini yanıma attı ama zil çalınca aynı şekilde ayağa kalkıp kapıya yürüdü. Amerikan vari bir şekilde 'birini mi bekliyordun?' demek yerine peşinden gittim.
"Kimmiş?"
Baran yüzünden kapının arkasındaki kişiyi göremeyince omzunun üzerinden zıplayarak bakmaya çalıştım.
Tanıdık sarı saçlar gözüme çarpınca zıplamayı bıraktım ve Baran'ı kenara itip önüne geçtim.
"Kaya?"
Mavi gözleri kısıldı ve beni baştan aşağı süzdükten sonra "Senin ne işin var burada?" diye sordu.
Cevap vermek için ağzımı açtım ama sabah ki olay aklıma gelince "Sanane" diye tersledim.
"Gerçekten Kaya, sanane."
Kaya'nın yanındaki yeni farkettiğim yelloz konuşunca tek kaşımı kaldırdım. Her gittiğim yerde bu ikisiyle karşılaşmak zorunda mıydım?!
"Neyse, geçsenize içeri. Biz de Arya'yla film izliyorduk."
Kaya bana sert bir bakış attıktan sonra içeri girdi ve benim yerime oturdu. Eslem de arkasından kıçını sallaya sallaya gitti ve yanına kuruldu.
Baran da gidecekken kolunu tuttum ve "Siz nerden tanışıyorsunuz?" diye sordum.
"Sana bahsetmedi mi? Biz çocukluk arkadaşıyız."
Baran Kaya'ların yanına gidince ben de kapıyı kapatıp peşinden gittim.
Çocukluk arkadaşı olmalarına rağmen fazla soğuktular sanki.
Kaya bana bakarak imalı imalı "Madem misafirin vardı neden çağırdın?" diye sordu.
Kaşlarımı kaldırıp Baran'a döndüm.
Çağırdın.
"Bilmem takılırız diye düşündüm."
Takılırız.
"İyi ki çağırmışsın Barancığım. Biz de ne zamandır buluşamıyorduk."
Eslem yapmacık bir sevinçle konuşunca sinirle ayağı kalktım.
"Saat baya geç oldu. Gideyim ben. Görüşürüz Baran."
Kapıya doğru hızla yürüdüm ve vestiyerdeki çantamla topuklu ayakkabıların olduğu poşeti alıp kapıyı açtım.
"Dur, Arya nereye gidiyorsun?"
Baran yanıma koşunca "Geç oldu Baran. Gitmeliyim, zaten işe de gitmedim bugün." dedim ve dışarı çıkmak için hamle yaptım.
"Arya saat 5. İş meselesini de hallettim ben."
Derin bir nefes alıp gözlerimi Baran'ın gözlerine kilitledim.
"Asıl sorun bu mu sence? Benim moralim aynı zamanda Kaya yüzünden de bozuk Baran! Ve sen bana sormadan onları çağırdın. Ben gittikten sonra da çağırabilirdin, yada beni çağırmayabilirdin!"
Dışarı çıktığımda kolumu tuttu.
"Ya tamam haklısın ama ben aranız iyi sanmıştım. Bilsem çağırmazdım. Günümüz güzel geçti ve bozmasan? Uzun süredir böyle güzel bir gün geçirmemiştim."
Gözlerine biraz daha dikkatli baktım. Fazla içtendi. Belki bugünün hatrına kalabilirdim.
"Peki" diye mırıldandım.
Gözleri parlayınca pişman olmak yerine ben de gülümsedim ve içeri geçip kapıyı kapattım.
"Sadece 1 saat."
"Pekala, sadece 1 saat."
Kapıya geldiğimin aksine yavaş adımlarla Kayaların yanına geçtim. Kaya'nın karşısındaki tekli koltuğa oturdum ve telefonumu cebimden çıkardım ama karnımdan gelen gök gürültüsü kafamı telefondan çekip etrafa bakmama neden olmuştu. Kaya ve Baran bana gülerken Eslem Kaya'ya bir şeyler anlatmakla meşguldü.
"Hey, neye gülüyorsunuz siz?"
"Önemli bir şey değil Eslem, yemek yiyelim mi?"
Baran'ın lafıyla yüzüm kırmızının en güzel tonunu alınca başımı eğdim.
"Ne söyleyim?"
Eslem salata teklifi sununca yüzümü buruşturdum.
"Sence Arya?"
Dudağımı ısırıp kafamı kaldırdım.
"Bilmem, bana farketmez."
"Pizza sever misin?"
Gözlerim parlayınca güldü.
"Tamam o zaman pizza söyleyelim."
"Pizza mı?"
Yüz buruşturma sırası bu sefer Eslem'deydi.
"Ben hayatta yemem! Diyetimi bozamam. Bazıları gibi koca popolu bir şey olmak istemiyorum."
"Tamam o zaman Eslem sen yemezsin."
Eslem sinirlenip arkasına yaslandı ve bacak bacak üstüne attı.
Yaklaşık 20 dakika sonra pizzalar gelmişti. Baran kutuları açıp sehpaya koyduktan sonra 'gömülebilirsiniz' onayını verdi.
Ben anında insanlıktan çıkarken Eslem sipariş ettiği diyet kolayı beni tiksinerek süzerek yudumlamış, Kaya ve Baran ise dünyayla tüm ilişkisini kesmişti.
"Ne kadar tatlı bir çift olmuşsunuz öyle."
Ağzımdaki pizza boğazıma kaçınca hayvan gibi öksürmeye başladım.
"İyi misin Aryacığım? Ah, utandı tabi."
Baran mutfaktan su getirip içirdi ve "İyi misin?" diye sordu.
Birkaç defa daha öksürdüm ve boğazımdaki lokmayı yutup Eslem'e sinirle baktım.
"Neyden bahsediyorsun sen?!"
"Sadece ne kadar yakıştığınızı söylemek istemiştim."
Eslem masumca dudak büzünce "Sadece arkadaşım o benim! Düşündüğün gibi bir şey yok!"
"Bu hiçbir zaman olmayacağını göstermez ama-"
"Eslem yeter!"
Kaya bağırınca yerimde zıpladım ve Kaya'ya gözlerimi büyülterek baktım.
Eslem tek kaşını kaldırıp Kaya'nın mavilere odaklandı.
"Bu sence de sadece Arya'yla Baran'ı ilgilendirmez mi Kaya?"
Tüm yüzler Kaya'ya dönünce Kaya ayağa kalkıp sehpadan telefonunu aldı ve dışarı çıktı. Arkasından Eslem çıkınca ayağa kalkıp çantamla topuklu ayakkabıların olduğu poşeti aldım.
"Ben de gideyim artık. Bu sefer gerçekten geç oldu. Yarın da istifamı veririm. Görüşürüz."
"Ben bırakayım istersen."
"Gerek yok. Biraz yürümek istiyorum."
"Peki, görüşürüz. Bu arada son anda olan tatsızlık için özür dile-"
"Önemli değil. Eslem ve her zamanki saçmalıkları."
Dışarı çıktım ama çıkmamla arkamı dönmem bir oldu.
"Bu evde tek mi yaşıyorsun?"
"Evet, niye sordun?"
"Bilmem, merak ettim."
Gülümseyince ben de gülümsedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım. Bahçe kapısını açarken ona son kez baktım. Kapıya yaslanmış gülümseyerek beni izliyordu. Ben de gülümseyip çıktım ve kapıyı kapattıktan sonra eve giden sokağa girdim. Yanımdan bebek arabasıyla geçen kadından başka kimse yoktu sokakta. Yerdeki teneke kutuyu ittirerek sokağın köşesini döndüğümde gördüğüm sahneyle olduğum yere mıhlandım. Gözlerim şaşkınlıkla biraz daha açılınca etraftaki sesler netliğini yitirmişti. Ve tek net duyduğum şey ittiğim teneke kutunun duvara çarpıp tekrar ayağımın dibine düşerken bıraktığı sesti.

YAKIŞIKLI ÖKÜZ (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin